Ama ikimiz de biliyoruz ki seni mutfağıma getiren şey bir hançer değildi. | Open Subtitles | لكنْ كِلانا يعرف أنّه لمْ يكن الخنجر هو ما أتى بك إلى مطبخي |
Ama ikimiz de biliyoruz ki seni mutfağıma getiren şey bir hançer değildi. | Open Subtitles | لكنْ كِلانا يعرف أنّه لمْ يكن الخنجر هو ما أتى بك إلى مطبخي |
biliyoruz ki bugün burada sizlere konuşan kişi eşim olmalıydı. | Open Subtitles | جميعنا يعرف أنّه ينبغي أن يكون زوجي من يتحدّث معكم اليوم. |
Ama biliyordu ki Cazadores'lere geri dönerse bu sefer çıkış olmayacaktı. | Open Subtitles | لكنّه كان يعرف أنّه لو عاد للعصابة، فإنّه لا يُوجد مخرج هذه المرّة. |
Bende dahil herkes bunun şahsi olduğunu biliyor. | Open Subtitles | أنا، على خلاف الجميع، من يعرف أنّه دوماً يكون لأسباب شخصيّة |
19 yaşıma kadar cinayet işlemedim. Zach bekleyebilir. | Open Subtitles | يستطيع (زاك) الانتظار، إنّما لا يعرف أنّه يستطيع |
Yalan olsun, gerçek olsun ikimiz de bunun önemli olmadığını biliyoruz. Bak. | Open Subtitles | كلانا يعرف أنّه لا يهمّ إذا ملفقة أو حقيقيّة اسمع. |
- İkimiz de biliyoruz ki oraya gitmek için ne kadar beklersem dava o kadar soğuyacak. | Open Subtitles | كِلانا يعرف أنّه كلّما إنتظرتُ في الذهاب إلى هناك، كلّما أصبح هذا المسار غير نافع |
İkimiz de biliyoruz ki eğer orada kalsaydım saatlerce sorgulanacaktım. | Open Subtitles | كلانا يعرف أنّه لو بقيتُ بالمكان، فإنّه ستكون هناك ساعات من الإستجواب، ومِن ثمّ سترسلوني عائداً |
İkimiz de biliyoruz ki bu doğru olsaydı çoktan o kutunun içindeydim. | Open Subtitles | كِلانا يعرف أنّه لو كان ذلك صحيحاً لكنتُ في ذلك الصندوق |
Finn'in Glitch'i öldürmemesinin tek nedeni babasıydı çünkü biliyordu ki oğluna birşey olursa Brian onun peşine düşecekti. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم قتل (فين) لـ(غليتش) كان (برايان)، لأنّه كان يعرف أنّه مجنون بما يكفي للسعي خلفه لو حدث شيء لابنه. |
Sizi uyarmak için gelmişti. Çünkü biliyordu ki, Suncove'un yaptıkları ortaya çıkınca, herşeyi kaybetmekle yüz yüze kalacaktınız. | Open Subtitles | لقد جاء لتحذيركِ، لأنّه كان يعرف أنّه لو فضح (سنكوف)، |
Sence Fallon, ölü birinin peşinde olduğunu biliyor mudur? | Open Subtitles | أتظنّين أنّ (فالون) يعرف أنّه يطارد رجلاً ميّتاً؟ |
Pulgatti suçlu olduğunu biliyor. | Open Subtitles | "بولغاتي) يعرف أنّه تمّ تلفيق تُهمة له). |
Görevde olduğunu biliyor mu? | Open Subtitles | أولا يعرف أنّه في مهمّة؟ |
19 yaşıma kadar cinayet işlemedim. Zach bekleyebilir. | Open Subtitles | يستطيع (زاك) الانتظار، إنّما لا يعرف أنّه يستطيع |
Beni gördüğüne neredeyse gerçekten şaşırmış gibi görünüyordun ki ikimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | كدتَ تبدو مندهشاً بصدقٍ من رؤيتي، و كلانا يعرف أنّه ليس الواقع. |