Bu şeylere bizim silahlarımız etkili olabilir ve şimdi onlar Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | هذه الاشياء يمكن ان توذيها اسلحتنا والان هم يعلمون ذلك |
Onurlu davrandım ve bence Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | لقد كنت مُشرّفا و أعتقد أنّهم يعلمون ذلك |
Bunu biliyorlar, bu riski asla almazlar. | Open Subtitles | إنهّم يعلمون ذلك ، لن يخاطروا بهذا الأمر |
Yani İsveçlilerin sadece %12'si bunu biliyor. | TED | 12 بالمائة فقط من السويديين يعلمون ذلك. |
- Ama ben bir şey bilmiyorum. - Onlarda bunu bilmiyor. | Open Subtitles | ـ لكن أنا لا أعلم أى شيء ـ لا يعلمون ذلك |
Bena zarar veremezler, bunu onlar da biliyor. | Open Subtitles | لا يستطيعون ايذائ, وهم يعلمون ذلك |
Michael, çocukların buna ihtiyacı var. Sadece bunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | يحتاج هؤلاء الأولاد المساعدة لا يعلمون ذلك فحسب |
Taliban bu savaşı kazandı ve bunun farkındalar. Ve iskan şartlarını onlar belirleyecektir. | Open Subtitles | (طالبان) فازت وهم يعلمون ذلك وهم سوف يملون شروط التسوية |
Burayı korumaya hazırız ve Kurtarıcılar bunun farkında. | Open Subtitles | إنّنا متأهّبون للذود عن هذا المكان والمنقذون يعلمون ذلك. |
Hayatını kurtarmaya çalıştım. Bunu biliyorlar değil mi? | Open Subtitles | لقد حاولتُ إنقاذها و هم يعلمون ذلك ، صحيح ؟ |
Beni geri göndermeleri bir hataydı, ve Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | إرسالي إلى هنا خطأ هم يعلمون ذلك |
Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | إنها كلمع السراب، إنهم يعلمون ذلك |
Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعلمون ذلك |
Ve onlar da Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | وهم يعلمون ذلك أيضا |
İngilizler Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | الأنجليز يعلمون ذلك |
Bu, seçimdeki kader anı ve bugün Temyiz Mahkemesi'ni çeviren kalabalık bunu biliyor. | Open Subtitles | و الحشود المحيطة بالمحكمة العليا اليوم يعلمون ذلك. ظل المتظاهرون هنا على درجات 'اللجنة الدائمة لساعات |
Orada diğer insanlar da bunu biliyor olacak. | Open Subtitles | كل الناس هناك سوف يعلمون ذلك سوف يكون لديكم الكثير من الامور المشتركة |
Onlar bunu biliyor. Önemli olan da bu, tamam mı? | Open Subtitles | و هم يعلمون ذلك وهذا هو ما يهم ، حسنًا ؟ |
Almanlar dahi galiplerdi. Henüz bunu bilmiyor olsalar da. | Open Subtitles | الألمان أيضاً خرجوا منتصرين رغم أنهم كانوا لا يعلمون ذلك حتى وقتها |
Ben hariç kimse de bunu bilmiyor. | Open Subtitles | و عائلتي مع انهم لا يعلمون ذلك بعد |
İnsanlar gerçekten bunu bilmiyor. | Open Subtitles | تماماً بصدق الناس لا يعلمون ذلك |
Sen bunu biliyorsun, ben biliyorum ve onlar da biliyor. | Open Subtitles | كما أعرفه أنا يقيناً, وهم يعلمون ذلك |
Onlar da biliyor. | Open Subtitles | وهم يعلمون ذلك. |
- Ama bunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | حسنا، إنهم لا يعلمون ذلك |
Taliban bu savaşı kazandı ve bunun farkındalar. Ve iskan şartlarını onlar belirleyecektir. | Open Subtitles | (طالبان) فازت وهم يعلمون ذلك وهم سوف يملون شروط التسوية |
Burayı korumaya hazırız ve Kurtarıcılar bunun farkında. | Open Subtitles | إنّنا متأهّبون للذود عن هذا المكان والمنقذون يعلمون ذلك. |