"يعلم بشأن" - Traduction Arabe en Turc

    • haberi
        
    • haberdar
        
    • bilen
        
    • bildiğini
        
    • ı biliyor
        
    • biliyor mu
        
    • biliyordur
        
    Bir aydır tümörden haberi varmış, ama kimseye tek kelime söylememiş. Open Subtitles كان يعلم بشأن الورم طيلة شهر ولم يتفوه بكلمة واحدة لأحد
    Yani parayı alan kişinin kameradan haberi vardı. Open Subtitles إذاً من أخذ المال كان يعلم بشأن الكاميرا
    Bu durumdan başka kimsenin haberi var mı? Open Subtitles هل يوجد أي شخص آخر يعلم بشأن ذلك ؟ هل قلت لأمي ؟
    Patronun yaptığın bu küçük yolculuktan haberdar olsun istemiyorsun, değil mi? Open Subtitles رئيسكَ لا يعلم بشأن تلكَ الرحلة الميدانية الصغيرة, صحيح؟
    Soygunu bilen bir tek sen kaldın. Open Subtitles وأنت الشخص الوحيد الذي يعلم بشأن عملية السطو
    Demek birilerinin beysbol koçundan haberi yok. Open Subtitles أظن أن ثمّة من لا يعلم بشأن مدرّب البيسبول.
    Baek San'ın bu görüşmeden haberi varsa, IRIS muhtemelen daha çok şey biliyor. Open Subtitles بما أن بيك سان يعلم بشأن المحادثة فـــ منظمة آيريس تعرف أكثر من هذا
    Başka kimsenin mavi dosyalardan haberi yok. Böyle kalmasını sağlamalıyız. Open Subtitles لا أحد آخر يعلم بشأن الملفات الزرقاء، وينبغي أن نبقي الأمر هكذا
    Alyanslardan haberi olmasının mümkünatı yok. Open Subtitles لم يكن هناك طريقه تجعله يعلم بشأن الخواتم
    Bu adil değil. Göğsündeki işaretten haberi yok ki. Open Subtitles هذا ليس عدلا ، هو لا يعلم بشأن العلامة على صدرك
    Yani sarı kafa profesörün vampirlerden haberi var mı? Open Subtitles إذًا البروفيسور أشقر يعلم بشأن مصّاصي الدماء؟
    Bu adil değil. Göğsündeki izden haberi yok. Open Subtitles هذا ليس عدلا ، لا يعلم بشأن العلامة على صدرك
    Polisin sana sattığım shrill'den haberi olmalı. Open Subtitles لابد أن حامي القانون يعلم بشأن الطفيليات التي بعتها لك
    Ya Kara Pençe'nin anahtarlardan haberi varsa ve sandıkta olduğunu biliyorlarsa? Open Subtitles مهلا مهلا ماذا لو ان المخلب الاسود يعلم بشأن المفاتيح ويعلم انهم في الصندوق؟
    - Bizden haberi var. - Boku yedim! Open Subtitles ــ إنّه يعلم بشأن علاقتنا ــ لقد إنتهى أمري فعلاً
    Söyle o zaman, senin şu donanımlı ajan nasıl oluyor da suikast planından haberdar oluyor? Open Subtitles إذا أخبرني، كيف لعامل تزيين أن يعلم بشأن مؤامرة الإغتيال هذه؟
    Les Turner, Ed Clark cinayetinden haberdar ama sana ayrıntılarını vermeyecek. Open Subtitles ليس تيرنر يعلم بشأن مقتل إيد كلارك لن يُعطيك تفاصيل عن الأمر بعد لماذا لا ؟
    Geçmişinizi bilen birkaç arkadaşım çıktı. Open Subtitles من بين أصدقائي ، كان هناك البعض ممن يعلم بشأن ماضيك
    Baskının olacağını bildiğini kabul ediyor. Open Subtitles لقد إعترف أنه كان يعلم بشأن حملة الإعتقال
    Seni paralel evrenden izlemiş ve Alexander'ı biliyor. Open Subtitles ) تبعك من عالمه المتوازي وهو يعلم بشأن (أليكساندر)
    - Böbreğinin durumunu biliyor mu? Open Subtitles ــ لا زلتَ مستبعداً من هذه الحالة ــ هل يعلم بشأن كِليَتَه ؟
    Saklandıkları yerleri biliyordur. Open Subtitles ينبغي له أن يعلم بشأن أماكن تواجد المنازل الآمنة الخاصة بهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus