"يعلم ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • bunu biliyor
        
    • bunu biliyordu
        
    • bilir bunu
        
    • bunu bilmiyor
        
    • bunun farkında
        
    • bundan haberi
        
    • biliyor bunu
        
    • bunu biliyoruz
        
    • bunu bilir
        
    • biliyor mu
        
    O da bunu biliyor, ama onun için bi farkı yok... çünkü bir köpek gibi yaşamaktansa köpek gibi ölmeyi tercih ediyor. Open Subtitles .وهو يعلم ذلك ولا يكترث لأنه يفضّل أن يموت ككلب .عوضاً عن أن يعيش ككلب
    Haklıyım. Bu yasadışı ve o bunu biliyor. Open Subtitles كنت محقَّاً , هذا كله غير قانوني وهو يعلم ذلك
    Ben biliyorum, sen biliyorsun. Hatta Ross bile bunu biliyor. Open Subtitles أنا اعلم ذلك ، وأنتى تعلمين ذلك ، حتى روس يعلم ذلك
    Bize yük oluyordu. Bizi yavaşlatıyordu ve o da bunu biliyordu. Open Subtitles كان جسداً ميتاً وكان يحثنا على العودة ، وكان يعلم ذلك
    Hasta olmanın zamanı değil Frank. Bu tür şeylerin zamanı değil. Herkes bilir bunu. Open Subtitles انت لست مريضا يافرانك ليس فى اى وقت , الكل يعلم ذلك
    Ama o bunu bilmiyor. Benim annesi olduğumu sanıyor.. Open Subtitles و لكنه لا يعلم ذلك اٍنه يظن أننى أمه
    bunun farkında. Sadece bir bahane arıyordu. Open Subtitles إنه يعلم ذلك لقد كان يبحث فقط عن مبرر
    Shalini benimle gelmişti. Sanırım Akash'ın bundan haberi yoktu. Open Subtitles شاليني كانت معي تقريبا وأكاش لم يكن يعلم ذلك
    İçinde hep muhteşem bir güç barındırıyordun. Abin de biliyor bunu. Open Subtitles لطالما اتّسمت بقوّة عظيمة داخلك، وأخوك أيضًا يعلم ذلك.
    Tüm dünya bunu biliyor, sen hariç. Bana öyle geliyor. Open Subtitles العالم كله يعلم ذلك الجميع أعتقد إلا أنت
    Zehir yüzünden ölürsem, onu öldürürler. bunu biliyor. Open Subtitles لو مت مسموما ستقتله القبيله وهو يعلم ذلك
    Benim isteyip istemediğimin bir önemi yok... Herkes bunu biliyor. Open Subtitles أعلم أني لا أستطيع فعلها، وأراهن أن الجميع يعلم ذلك أيضًا
    Ben haklıyım, En azından bir park korucusu bunu biliyor. Open Subtitles أنا محقة أى حارس متنزه محترم سوف يعلم ذلك
    O eleman dırdırcı ve ispiyoncu ve herkes de bunu biliyor. Open Subtitles ذلك الشخص متذمر و عميل حكومي, و الجميع يعلم ذلك
    Sen Rosenthal'a ulaşabilirsin. O bunu biliyor. Open Subtitles لديك حق الوصول إلى روزينتال ، وهو يعلم ذلك
    Onu hapishaneye attırdığımı biliyordu. bunu biliyordu. Open Subtitles كان يعلم أنني سحبت جميع السلاسل , كان يعلم ذلك
    Fakat hepimiz ondan çok korkmuştuk ve o bunu biliyordu. Open Subtitles ولكننا كنا خائفين جداً ، وقد كان يعلم ذلك
    Cinayetlerin ortağı kim varsa hapse gider. Herkes bilir bunu. Open Subtitles جميع القتلة يقيدون بالقيود ويزجون بالسجن، الكل يعلم ذلك
    - Güvenmemeli. - Evet, ama bunu bilmiyor. Open Subtitles ليس عليه هذا أجل.لكنه لا يعلم ذلك
    - Buradaki her polis bunun farkında. - Yine de bana faydası olmadı, değil mi? Open Subtitles كل شرطي في هذا المكان يعلم ذلك - هذا لا يساعد، صحيح؟
    bundan haberi yoksa katil hata yapmış olabilir. Open Subtitles وإذا لم يكن القاتل يعلم ذلك فربما قام بخطأ
    - Aşçı biliyor bunu. - Aşçının kafası pek yerinde sayılmaz. Open Subtitles الطباخ" يعلم ذلك" - الطباخ" ليس على طبيعته" -
    İnsanlar içki içiyorlar. bunu biliyoruz. Bütün yaptığım bu talebe karşılık vermek. Open Subtitles الناس سيشربون الكحول جميعنا يعلم ذلك و انا اتصرف على هذا الاساس
    - Bütün makarnacılar bunu bilir. - Ee, onur duydun mu? Open Subtitles كل شخص يعلم ذلك حسناً , هل كسبت أحترامك ؟
    Benimle konuştuğunuzu biliyor mu? Open Subtitles سـأكون هناك بعد 15 دقيقة هل يعلم ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus