Biliyorum, çok çalışıyorsun, seyahat ediyorsun ama burada olmanın benim için anlamı büyük. | Open Subtitles | أعلم أنك كنت تعمل كثيـــرا وتسافر و بما أنك هنا هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Anlaşılan küllerin kocan için anlamı büyük. | Open Subtitles | ذلك الرماد يعني الكثير بالنسبة له |
Bu, benim için çok önemli. Beni takdir etmeniz... | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لي، فكونكم تقدّرون إمكانياتي.. |
Bunu söylemen benim için çok anlamlı, bunu anlarsın. | Open Subtitles | وهو ما يعني الكثير بالنسبة لي إذا كنت أقول، هل نفهم. |
Kuru üzümlerini sıcak yiyen bir adam olsan da... düşüncelerin benim için önemli. | Open Subtitles | تعلمون، لرجل الذي يأكل الزبيب له الساخنة، و رأيك يعني الكثير بالنسبة لي. |
Bu yüzden geldik çünkü bu ev bizim için çok değerli. | Open Subtitles | لهذا جئنا هنا .. لأن هذا البيت يعني الكثير بالنسبة لنا |
Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Bu yüzden, benim için anlamı büyük geri zekalıları görmek TV'de resmedilmiş. | Open Subtitles | لذا، لا تتصور كم يعني الكثير بالنسبة لي... لرؤية الإعاقة... مصوّرة على الشاشة الفضّية بشكل عطوف. |
Bunun benim için anlamı büyük. Teşekkürler. | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لي شكرا لك |
Onun için anlamı büyük. | Open Subtitles | لقد كان يعني الكثير بالنسبة لها. |
Bu Mavi Bone olayı onun için çok önemli. | Open Subtitles | إن الأمر المتعلّق بالغطاء الأزرق يعني الكثير بالنسبة لها. |
Senin geçmişinde olanları bilmek benim için çok önemli bir şey. | Open Subtitles | معرفة ذلك الجزء من ماضيكِ فهو يعني الكثير بالنسبة لي |
Ancak, cidden, bu benim için çok önemli çok uzun yıllar sonra bugün burada olduğu için. | Open Subtitles | لكن ، جديا ً انه يعني الكثير بالنسبة لي انه هنا اليوم بعد مرور سنوات كثيره |
Bu, hepimiz için çok anlamlı. | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لنا جميعاً |
Bu benim için çok anlamlı. | Open Subtitles | وهذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Bu benim için çok anlamlı, gerçekten. | Open Subtitles | الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
Bak Jesse, ben sadece senin ve Joey'nin benim için önemli olduğunuzu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | جيسي ، أنا فقط أريد أن تعرف أن وجودك هنا أنت وجوي يعني الكثير بالنسبة إلي |
Ancak sözlerinizi duymak benim için çok değerli. Teşekkürler. | Open Subtitles | لكنه يعني الكثير بالنسبة لي لسماعكتقولذلك. |
Aslında öyleyim, o yüzden benim için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كذلك أنا ، لذلك هذا يعني الكثير بالنسبة لي |
Bu bana çok şey ifade ediyor, çok teşekkür ederim Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım | Open Subtitles | هذا يعني الكثير بالنسبة لي، شكراً جزيلاً لك، لن أخيب ظنك |
Bunun anlamı çok büyük, özellikle de bunu sizden duymanın. | Open Subtitles | وهذا يعني الكثير بالنسبة لنا خاصة و إنها صادرة منك |
Bu araştırmaya devam etmeliyim. Will için çok önemliydi. | Open Subtitles | يجب أن أكمل هذه الدراسة فهذا يعني الكثير بالنسبة لـ ويل |