"يعيشون في" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşıyor
        
    • yaşayan
        
    • yaşıyorlar
        
    • yaşıyorlardı
        
    • yaşıyordu
        
    • içinde yaşadığını
        
    • içinde yaşadıklarını
        
    • yaşar
        
    • yaşayanlar
        
    • içinde yaşarlar
        
    Tarihte ilk defa daha fazla insan kırsal kesimlerden çok kentlerde yaşıyor. TED لأول مرة في التاريخ أغلب البشر يعيشون في المناطق الحضرية لا النائية.
    Ya bu şehirde on milyon insan yaşıyor be amca. Open Subtitles يا عم، هناك عشرة ملايين إنسان يعيشون في هذه المدينة
    Ya da Samanyolu’nda bir yerde yaşayan uzaylılar var mı? TED أو هل الفضائيون يعيشون في مكان ما على درب التبانة؟
    Ayrıca, gezegenimizde yoksulluk içinde yaşayan 1 milyar çocuk var. TED أيضًا، هناك مليار طفل على هذا الكوكب يعيشون في الفقر.
    Bu genç hanımefendiler pirinç kültürünün içinde yaşıyorlar, fakat onlar pirinç kültüründeki çok az insanın bildiği birşey biliyorlar. TED هؤلاء الفتيات اليافعات يعيشون في ثقافة الأرز، لكنهم يعرفون شيئاً عن ثقافة الأرز يعرفه القليلون.
    İçeriye girmenden daha önceden beri, senin kıllı Chia Pet kukunda yaşıyorlardı. Open Subtitles ربما كانوا يعيشون في مهبلك المشعر من قبل أن اتيت إلى هنا
    Örneğin, O zaman Amerikanın yüzde 91'i.... ...çifliklerde yada küçük kasabalarında yaşıyordu. TED فعلى سبيل المثال، في ذلك العصر، 91 بالمائة من سكان أمريكا كانوا يعيشون في المزارع أو في قرى صغيرة
    Amacımız, dünyanın kimbilir neresinde olan kızkardeşini bulmak ve içinde yaşadığını söylediği cemaatin neyin nesi olduğunu anlamak, tamam mı? Open Subtitles مبينة للعثور على أختك في منطقة نائية من العالم، لنرى ما هذا المجتمع هي الذين يعيشون في وحقا كل شيء.
    Tabi ki bakir topraklarda insanların penguenler ile müthiş bir uyum içinde yaşadıklarını düşünmüyordum. Open Subtitles بالطبع، لم أكن أتوقع هذه المناظر الطبيعية البكر والرجال الذين يعيشون في وئام هناء مع تلك البطاريق الرقيقة،
    Evet, haklısın ve bütün kamp arkadaşları şehrin güneyinde yaşıyor. Open Subtitles أجل، انت محق، وكل زملاء الغرفة يعيشون في جنوب المدينة
    Biliyor musun Kramer'in eşi ve çocuğu halen bu şehirde yaşıyor. Open Subtitles ممكن. هل تعلم زوجة كرامر وطفله ما زالوا يعيشون في المدينة
    Dünya nüfusunun yarısı, zaten bu çizgi üzerinde yer alan ülkelerde yaşıyor. TED ونصف سكان العالم يعيشون في بلدان تعدت هذا الخط بالفعل
    Dünyadaki insanların yarısından fazlası günümüzde şehirlerde yaşıyor ve bu oran artmaya devam edecek. TED أكثر من نصف السكان الآن يعيشون في المدن، وذلك مستمرُ في التصاعد.
    Ev ve sokak numaraları olmayan gecekonduda yaşayan hastaları nasıl takip edecektik? TED كيف نتابع المرضى الذين يعيشون في الأحياء الفقيرة بدون أرقام الشارع والمنزل؟
    Dünya iyi, sıradan evlerde yaşayan iyi, sıradan ve küçük insanlarla dolu. Open Subtitles العالم مليئ بأناس رائعون عاديون يعيشون في منازل رائعة عادية فوق الأرض
    Fakat daha büyük sorun şu ki küresel tıkanıklık ekonomik büyümeyi azaltacak ve özellikle şehir merkezinde yaşayan insanlara yemek ve sağlık hizmeti götürme kapasitesini sınırlandıracak. TED لكن القضية الاكبر ان ذلك الاختناق المروري العالمي سوف يخنق النمو الاقتصادي وقدرتنا على ارسال الغذاء والمساعدات الطبية, خاصة لاؤلئك الاشخاص الذين يعيشون في وسط المدن
    Onlar Kongo'nun balta girmemiş ormanlıklarının derinliklerinde yaşıyorlar, ve bu yüzden onları incelemek çok zor. TED انهم يعيشون في عمق ادغال الكنغو ومن الصعب جداً القيام باجراء دراسات عليهم
    Cape York batı kıyısında Pormpuraaw'da yaşıyorlar. TED يعيشون في بوربيرا على الحافة الغربية من كيب يورك.
    Büyük Göç başlamadan önce, Afrika kökenli Amerikalıların %90'ı Güney'de yaşıyorlardı. TED قبل بدء الهجرة الكبرى، كان 90 بالمئة من إجمالي الأمريكيين من أصول أفريقية يعيشون في الجنوب.
    Ancak bu Büyük Göç sona erdiğinde hemen hemen yarısı ülkenin her yerinde yaşıyorlardı. TED ولكن مع انتهاء تلك الهجرة الكبرى، كان النصف تقريبًا يعيشون في باقي أنحاء الدولة.
    1914'te Rus İmparatorluğunda 4 milyon Yahudi yaşıyordu. Open Subtitles كان هناك 4 ملايين يهودي عام 1914 يعيشون في الإمبراطورية الروسية
    Arap dostlarımızın Yahudi kardeşlerimizle uyum içinde yaşadığını göreceksin. Open Subtitles ستجد ان أصدقائك العرب يعيشون في وئام مع اخوتنا وأخواتنا اليهوديين
    Namuslu ve itaatkar olduklarını; gönüllü olarak yoksulluk içinde yaşadıklarını iddia ediyorlar. Open Subtitles يدعون أنهم يعيشون في فقر ، العفة والطاعة.
    Maddi olarak tehlikede değildir, fakat sürekli maddi sıkıntı içinde yaşar. TED إنهم مؤمَّنون من الناحية المالية، ولكنهم يعيشون في حالة دائمة من عدم الاكتفاء.
    Gecekondu'da yaşayanlar... ..sarayda yaşamanın hayalini, kurmamalı. Open Subtitles أولئك الذين يعيشون في أكواخ.. يجب أن لا يحلمو.. بالعيش في القصور.
    - Korku içinde yaşarlar. Open Subtitles -إنهم يعيشون في الخوف -الكوين ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus