"يفترض بي" - Traduction Arabe en Turc

    • gerekiyor
        
    • gereken
        
    • gerekiyordu
        
    • gerektiğini
        
    • gerekirdi
        
    • Bununla
        
    • anda
        
    • Peki ben
        
    • gerektiği
        
    • gerekmiyor
        
    Hey, onlardan biri değilim! Burda olmamam gerekiyor. Hank'e sor. Open Subtitles كلا، مهلاً، لست منهم لا يفترض بي التواجد هنا حقاً
    Bütün hayatım o iki çantanın içinde. Ne yapmam gerekiyor? Open Subtitles حياتي بأكملها تعتمد على الحقيبتين، ما الذي يفترض بي عمله؟
    Stresten uzak durmam gerekiyor, hafta sonuna konuk etmem değil. Open Subtitles يفترض بي تجنب الضغط لا أن أدعوه في نهاية الأسبوع
    Yapmam gereken her şeyi yapmama rağmen bana ziyaret izni vermiyorlar. Open Subtitles فعلت كل ما يفترض بي فعله ومازالوا لن يسمحوا لي بزيارتها
    Yardımın için sağ ol. Bir süre ağır bir şey kaldırmamam gerekiyordu. Open Subtitles أجل، أشكركَ على المساعدة، لا يفترض بي حمل شيء مدّة من الزمن
    Ne olmam gerektiğini ben bile bilmiyorum. Sen nasıl yardım edeceksin? Open Subtitles أنا أصلاً أجهل ما يفترض بي أن أكون كيف ستساعد أنت؟
    Yani buna karşılık adaleti engellediğimi itiraf etmem mi gerekiyor? Open Subtitles ،لذا بدلاً من ذلك يفترض بي فقط الاعتراف بعرقلة العدالة؟
    Ne yapmam gerekiyor yani, bütün boklarımı tavandan aşağı mı asayım? Open Subtitles ماذا يفترض بي أن أفعل إذن؟ هل أعلق أغراضي على السقف؟
    Ev sahibesi olarak, tüm masalara zaman ayırmam gerekiyor. Open Subtitles كمضيفة.يفترض بي أن أقسم وقتي بين كل الموائد
    Hayatım boyunca kazanmak için çalıştığım bursu kazandım ve gitmem gerekiyor ama benim umurumda bile değil. Open Subtitles يفترض بي الرحيل, على منحة جامعية التي قد عملت عليها طوال حياتي ولكن لايهمني
    Ne yapmam gerekiyor? Adam beni vuracaksa? Open Subtitles ماذا يفترض بي أن أفعل إذا حاول شخص قتلي؟
    Ne yapmam gerekiyor ha? Göçmen Bürosunu mu arayayım? Open Subtitles مالذي يفترض بي فعله الاتصال بدائرة الهجرة؟
    Ve benim, doğal olarak, makalemi yazmam gerekiyordu. Ve her zaman, makaleyi yazmanız gereken gün büyük birşeyler olur. Dolayısıyla, 16. kattaki odamda bulunmaktaydım, TED بالطبع، كان يفترض بي أن أكتب مقالة، دوماً يجب أن تكتبها في يوم الحدث. كنت في غرفتي في الطابق السادس عشر،
    Tamam, ben gidip bench te oturuyor olacağım çünkü olmam gereken yer orası. Open Subtitles حسناً، أنا ذاهب إلى المقاعد لٔانه يفترض بي أن أكون هناك
    Bu gün yapmam gereken önemli bir şey vardı. Open Subtitles هناك شيء مهم كان يفترض بي أن أفعله اليوم
    Benim bir yarışma düzenlemem gerekiyordu, tam zamanlı bakıcılık yapmam değil. Open Subtitles كان يفترض بي أن أدبر عقود وليس أن أصبح مسئول رعاية
    Ben de tam olarak ne hissetmem gerektiğini bilemiyorum. Open Subtitles حسناً, وأنا أيضا أجهل كيف يفترض بي أن أشعر
    Bu tür şeyleri bilmem gerektiğini bilmiyordum. Open Subtitles كنت أجهل أنّه يفترض بي معرفة هذا النوع من الأمور
    Ne yapmam gerekirdi? Open Subtitles ،حسن ما الذي كان يفترض بي القيام به؟ أن أصرخ عالياً
    Şu anda bana çok gizli bir bilgi verdin. Bununla ne yapmam gerekli? Open Subtitles قلت لي للتو أعمق أسرار الدولة ماذا يفترض بي القيام به؟
    - Şu anda bir ünlüyü kovalıyor olmalıydım. Open Subtitles كما تعرفين، يفترض بي أن أغطّي هذيان الشهرة الآن
    Peki ben bu arada ne halt edeceğim? Open Subtitles وماذا يفترض بي أن أثناء هذا بحق الجحيم ؟
    Ama şimdi, kızım kayıp ve tüm bildiğim, kilisede olmam gerektiği. Open Subtitles الآن خسرت ابنتي الصغيرة وكل ما اعرفه انه يفترض بي ان اكون في هذه الكنيسة
    Tanrım, bunlar olurken baygın olmam gerekmiyor mu? Open Subtitles يا إلهي, ألا يفترض بي أن أكون مخدراً خلال كل هذا؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus