Oyunların popülerliğinden bahsediyorken, sizce bu insanlar burada ne yapıyor? | TED | فمن حيث شعبية هذه الألعاب ما الذي تعتقدون أن هؤلاء القوم يفعلونه هنا؟ |
Velilerin çoğu yapıyor bu sene. Kültür değişim mevzuunun bir parçası. | Open Subtitles | الكثير من الأباء يفعلونه هذا العام , يكونوا جزء من برنامج التبادل الثقافي |
Özellikle çocuğun ilk yıllarında, ailelerin ne yaptığı çok ama çok önemli görünüyor. | TED | يبدو أن الوالدين وما يفعلونه هو أمر مهم حقاً، خصوصاً في السنوات الأولى من عمر الطفل. |
Birisi anlamış olabilir. - Onlar iyidir, onların işi budur. | Open Subtitles | شخص لديه القدرة على التقاطها انهم محترفين،و هذا ما يفعلونه |
Elliot ve Kitty, sana onların ne yaptığını bile söyleyemem. | Open Subtitles | اليوت وكيني لا أستطيع حتى ان اقول لكي ما يفعلونه |
Restoranlarda öyle yaparlar en çirkin insanları arka tarafa koyarlar. | Open Subtitles | وهذا ما يفعلونه في المطاعم يضعون أقبح الناس في الخلف |
Hoş değil, ama insanlar böyle yapar. | Open Subtitles | وقد لامَ كلٌّ منكما الآخر هذا ليس ممتعاً، لكنّ هذا ما يفعلونه |
Ve onlara artık burada ne yapıyorlarsa bir son vermeleri söylemek zorundayız. | Open Subtitles | وعلينا إخبارهم بأن يتوقفوا عن القيام بأي كان ما الذي يفعلونه هنا. |
Henüz haberleri yok, ama tam da bunu yapıyor olacaklar. | Open Subtitles | إنهم لا يعلمون بعد، لكن هذا .ما سوف يفعلونه |
Şimdi de yenileri yapıyor. | Open Subtitles | و الرّجعيّون الجدد يفعلونه الآن مرة أخرى |
Bekle. Racnoss savaştan saklanıyor. Şimdi ne yapıyor? | Open Subtitles | انتظري، الراكنوس يختبئون من الحرب ما الذي يفعلونه ؟ |
Bunların yaptığı şey, gidip regolit katmanı üzerine kurulmak ve sonrasında orayı ısıtmak, katman-katman kubbe yapısını yaratıyorlar. | TED | ما يفعلونه هو الذهاب والجلوس على طبقة من الثرى ثم تسخينها، وإنشاء هذا الهيكل المقبب طبقة بطبقة. |
Bunların yaptığı tek şey içmek. İçmezsem göze batacağım. | Open Subtitles | كل ما يفعلونه هو الشرب أنا البطل الايرلندي في هذا |
Bazıları taşır, ama çoğu akıl sağlığını korumak,... bu işi neden yaptıklarını hatırlatacak bir şeyler olsun diye taşırlar | Open Subtitles | بعضهم يفعل ذلك, لكن الأغلبية يكتشفون أن للمحافظة على عقولهم عليهم البقاء متصلين بشيء يذكرهم بسبب قيامهم بما يفعلونه |
Bu adamlar müthişler ve profesyoneller; yaptıkları işi büyük bir dikkatle yaparlar. | TED | وهؤلاء الشباب رائعون. هم محترفون؛ هم حذرون جدًا فيما يفعلونه. |
İyi iş, aşırı duygusal değil, güzel fotoğraflar birileri orada ne yaptığını biliyor. | Open Subtitles | عمل جيد ؛ ليس عاطفياً صور جيدة أحدٌ ما يعرف ما يفعلونه هناك |
Eğer minnacık yıldızı Perez Hilton'un en revaçtakiler listesinden düşüyorsa, "ilk 100 listecisi" ne yapar? | Open Subtitles | ما الذي يفعلونه السي ليستر عندما تكون نجومهم الصغيرة على وشك السقوط على شاشة رادار باريس هلتون |
Yani, Seni polis bilgisayarlarından uzak tutmak için ... ..hangi sihri yapıyorlarsa, yapmayı kestiler. | Open Subtitles | انا اعني ايا كان السحر الذي يفعلونه ليبعدوك عن كمبيوتر الشرطه هم توقفوا |
Mekkeliler ne yapacaklarını bilemiyorlardı. | Open Subtitles | المكيين أنفسهم لم يعرفوا ما يفعلونه حيال ذلك |
Bu kahrolası yerde ne iş yapıyorlardı bu adamlar ? | Open Subtitles | ما الذي يفعلونه العلماء في هذا الجحيم هنا ؟ |
Silahlarla ve liderlikle ve yaptıklarına olan inancımızla onları desteklemeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن ندعمهم بالأسلحة والقيادة والثقة والأيمان في ما يفعلونه |
Benim ölçülerimde başını bir arabanın kaportasına çarpmış birini arıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبحثون عن شخص بحجمي ضرب وجهها في غطاء محرك السيارة إذا ماكنوا ضليعين بما يفعلونه |
Karbon ticareti, temiz enerji ve hava kirliliği için yaptıklarından pek çok ders çıkarabiliriz. | TED | وما يفعلونه بتداول الكربون، والطاقة النظيفة، وتلوث الهواء، يمكننا تعلم العديد من الدروس. |
Ve o bu da Rusları anlattı biz onlar yapacak değil Çünkü eğer | Open Subtitles | و أخبر الروسيين بهذا أيضا لأنه ان لم يكن نحن فسوف يفعلونه هم |
İnsanlar tepki gösterecekler ve istediklerini yapacaklar. | TED | سيتفاعل الناس ويفعلون ما يفعلونه دائمًا. |
Onlara birçok maddî mal bırakırsak tek yapacakları kavga etmek olur ve birbirlerinden nefret ederler. | TED | إذا تركنا لهم الكثير من الماديات، فسيكون الشجار كل ما يفعلونه وسيكرهون بعضهم البعض. |