| Babam beni ve annemi terk ettiğinde kendinden başkasını... düşünüyor muydu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن ان والدي كان يفكر في احد غير نفسه عندما تركني وامي |
| Peki, bu besleyici sıvı içinde acaba gerçekten bir bofa balığı gibi mi düşünüyor? | TED | هل يفكر في أفكار جلكي، وهو جالس هناك في وسطه المغذي؟ |
| Mesajlaşırken hiç kimse büyük harfler veya noktalamayı düşünmez ama konuşurken bunları düşünüyor musunuz ki? | TED | لا أحد يفكر في الإملاء أو علامات الترقيم عند ارسالها و مع ذلك ، هل تفكر في هذه الأمور عندما تتكلم ؟ |
| Çöpçatan bunların hepsini düşünür, iki insanı bir araya getirirdi ve bu iş böylece hallolurdu. | TED | وسيط الزواج يفكر في كل هذا، يضع شخصين معا، و انتهى الأمر. |
| Sikmeyi düşünen falan yok. Ne sikime konuşuyorsun be sen? | Open Subtitles | لا أحد يفكر في مضاجعتك، لم عساكِ تقولين هذا الهراء؟ |
| Çocuklar, babanızın geleceğinizi düşündüğünü biliyorsunuz. | Open Subtitles | الآن انت تعرف أن أباك يفكر في مستقبلك مع إخوتك الجدد أنت ستحتل المركز الأول في هذه المدينة |
| Burda ailesini veya başka birini düşünmüyor, burda kaslarını harekete geçirmeyi | TED | فهو لا يفكر في هذه النقطة الآن بعائلته أو أطفاله وهو يحاول جاهداً |
| Onun bu çeşit bir sözlüğü sekiz hatlı bir bant olarak düşünmesini istiyorum. | TED | أريده أن يفكر في هذا النوع من القاموس كأنه أداة تسجيل قديمة . |
| Santo Domingo'da inci ticaretine başlamayı düşünüyormuş. | Open Subtitles | و لكن كيف حاله ؟ دييجو يفكر في البدء بتجارة . اللؤلؤ في سانتو دومينجو |
| Ve şimdi sanırım en fazla uyku ihtiyacına tahammül ediyor ve en kötüsü belki de çoğumuz uykunun bir tür tedavi gerektiren bir hastalık olduğunu düşünüyor. | TED | وأفترض أنه في أحسن الأحوال نتسامح اليوم مع حاجتنا للنوم، وفي أسوأ الأحوال ربما العديد منا يفكر في النوم على أنه مرض يحتاج نوعا من العلاج. |
| Bilseniz iyi olur Bay Sullivan sizinle dört şov daha düşünüyor. | Open Subtitles | ايها الفتيان يجب ان تعرفوا ان السيد. سوليفان يفكر في |
| Ona eski berberhaneyi göstereceğim. Yeniden başlamayı düşünüyor. | Open Subtitles | سأريه محل الحلاقة القديم إنه يفكر في فتح محل حلاقة |
| Annesini düşünüyor. Annesi yukarıda, tamam mı? | Open Subtitles | هو يفكر في امه.هي في السماء الان اليس كذلك |
| Mutlu günlerini düşünüyor, görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تستطيع أن ترى بأنه يفكر في الأيام التي كان فيها سعيداً ؟ |
| Bu yarışı kazanmanın yaşamını geri alması için bir şans olduğunu düşünüyor, ve kazanmak için ne gerekiyorsa yapacak. | Open Subtitles | , أنه يفكر في هذا السباق , هذه هي فرصته لإستعادة أمجاده السابقه وهو سيفعل أي شئ للفوز |
| Ah, canım. Herkes böyle düşünür ara sıra. | Open Subtitles | عزيزتي , أعتقد أن الكل يفكر في هذا بعض الأحيان |
| Telaşlı. Bu şekilde kim düşünür ki? | Open Subtitles | خفيفة أو ثقيلة من يفكر في هذه الكلمات؟ |
| Ama kimse evrak çantasını veya laptop'larını gizlemeyi düşünmez. | Open Subtitles | لا أحد يفكر في أن يخبيء حقائب العمل أو الكمبيوترات النقاله |
| İkimiz de mi biliyoruz? düşünen tek kişi ben değilim ki. | Open Subtitles | كلانا يعرف بأنني لست الوحيد الذي يفكر في ذلك |
| Böyle düşündüğünü tahmin edip farklı bir şey yapabilir. | Open Subtitles | ربما يفكر في أنك تفكر في هذا و لهذا سيتصرف بطريقه مختلفه |
| Bu desenler hakkında düşünüyordu, O, tekbaşına onları 12 -- 12x12 boyutlu yapabilirdi. | TED | كان يفكر في هذه الأنماط، وتمكن من صنعها بحجم 12 12 في 12. |