Erken emekli olan adamların genç yaşta ölme olasılığının yüzde seksen daha fazla olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنّ الرجال الذين يتقاعدون بسنّ مُبكّر لديهم فرصة للموت بـ80٪ من الشباب، |
Bu doğru mu? Orada ısıtma ve soğutmadan başka bir şey olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنّ ثمّة ما كان يجري هناك أكثر من التدفئة و التبريد! |
Sosyolojistler şuan 26 yaşında olmanın eski 21 yaşında olmayla birebir olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | علماء الإجتماع يقولون أنّ سنّ الـ26 في الواقع هو سنّ الـ21 الجديد |
Komşular buranın adı çıkmış bir parti evi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الجيران يقولون أنّ هذا منزل حفلات سيّئ السمعة. |
Derler ki insanlar birbirlerine kızdıklarında aynı yatağı paylaşmamalıymışlar. | Open Subtitles | يقولون أنّ الناس لا يجب أن يذهبوا . إلى النوم و هم غاضبون من بعضهم |
Bundan DNA alabileceğinizi söylediler. | Open Subtitles | يقولون أنّ بوسعكم استخلاص الحمض النووي منها |
Gençlik yıllarınızın arkadaşlık kurmak ve eğlenmek için olduğu söylenir. | Open Subtitles | يقولون أنّ سنواتِ المراهقة هى السنوات التي تُكتسبُ فيها أصدقاء وتحظى بالمرح |
İranlılar ellerinde iki rehine olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الإيرانيون يقولون أنّ لديهم سجينان |
Şimdi de Omega-3 haplarının kötü olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الآن يقولون أنّ حبوب "أوميغا3" لها أثار سلبية |
Kovan'ın bir meteor olduğunu söylüyorlar büyük büyük dedemin sakalını yakmış zayıf çenesini tüm kasabanın görmesini sağlamış. | Open Subtitles | يقولون أنّ المعسلة " و الذي أحرق لحية جدّ جدّ جدّي كاشفا ذقنه الصغير لكامل البلدة |
Memnun oldum. Roberto'ya gitmeliyiz, Şerifin burada olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | سعدتُ بلقائك، يجب أن نذهب . يا(روبيرتو) إنّهم يقولون أنّ المأمور هنا |
Boston'da bir güç olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنّ هُناك قوة في "بوسطن". |
Bana bakan sosyal görevli, hırsızlık problemim olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | معامليني الأجتماعيين ، يقولون أنّ لدي مشكلة بتكرار السرقة. |
Herkes onun yeteneksiz olduğunu söylüyor ama sana şöyle söyleyeyim kardeşim... | Open Subtitles | إسمع، أعلم أنّهم يقولون أنّ ليس لديها موهبة، لكن اسمح لي أخبرك أمراً يا صاح، |
Ama o da dâhil çevremdeki herkes bunun imkânsız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | و الجميع بمَن فيهم هو يقولون أنّ هذا مستحيل. |
Derler ki hayat oynadığımız roller tarafından belirlenir. | Open Subtitles | يقولون أنّ الحياة تـُحـَدّد بالأدوار التي نقوم بها |
Derler ki köpekler korkunun kokusunu alır. | Open Subtitles | يقولون أنّ بإمكان الكلاب شمّ الخوف. |
Derler ki Giuliani herşeyi temizledi, ama birileri her zaman boğazını kesecek bir yol bulur. | Open Subtitles | ...يقولون أنّ (جيولينا) نظّف كل شيء، ولكن شخص ما سيجد دائماً طريقاً جديداً لقطع حنجرتِك |
Sadece bunun bilinmeyen korkunç bir gerçek olduğunu söylediler. | Open Subtitles | يقولون أنّ المجهول أكثر رعبًا من أي واقع |
Komşuları üç Asyalının geldiğini ve onlarla bir kamyonete binip gittiğini söylediler. | Open Subtitles | الجيران يقولون أنّ ثلاثة رجال آسيويين قدموا، وغادر معهم في شاحنة. |
Her şeyin her şeyle bağlantısı olduğu söylenir. | Open Subtitles | "يقولون أنّ الأمور مرتبطة ببعضها: |