Peki Amerika'da dedikleri gibi, her şey yasal mı? | Open Subtitles | لكن هل جميعها نظيفة، كما يقولون في الولايات المتحدة؟ |
Demek istediğim sizin yüzyılda da dedikleri gibi daha telefon numaranı bile alamadım. | Open Subtitles | حسنٌ... كما يقولون في قرنكِ، ليس لديّ حتى رقم هاتفكِ. |
"La Traviata"da dedikleri gibi. | Open Subtitles | [و كما يقولون في [الترافياتا " إستمعوا للمغني" |
Hayır evlat. Küba'da dedikleri gibi, sen sevilen birisin. | Open Subtitles | لا ،بني ، إنك محبوب، كما يقولون في كوبا |
Broadway'de ne derler? | Open Subtitles | حسنا, ماذا يقولون في برودواي ؟ |
Ya da Danimarka'da dedikleri gibi, "Ben geldim!" | Open Subtitles | أو كما يقولون في الدينمارك أنا عدت |
Veya Londra'da dedikleri gibi çift katlı otobüsün altına. | Open Subtitles | او كما يقولون في لندن حافلة الطابقين |
Amerika'da dedikleri gibi, şu hakâyeyi en baştan alalım. | Open Subtitles | كما يقولون في (أمريكا)، سنسوّي هذه المسألة |
Kanada'da dedikleri gibi: "Ben gaçar." | Open Subtitles | لذا كما يقولون في كندا, إلى لقاءٍ آخر! |
Fransa'da dedikleri gibi, gösterinin başyapıtı. | Open Subtitles | "كما يقولون في "قرنسا قطعة من المقاومة |
Phil, memleketim Güney Carolina'da dedikleri gibi kayınbiraderle evlilik vakti geldi. | Open Subtitles | كما يقولون في جنوب ولاية (كاليفورنيا) يا فيل حان الوقت لتزويج نسيبك |
Phil, memleketim Güney Carolina'da dedikleri gibi kayınbiraderle evlilik vakti geldi. | Open Subtitles | كما يقولون في جنوب ولاية (كاليفورنيا) يا فيل حان الوقت لتزويج نسيبك |
Tıpkı Hindistanda dedikleri gibi, "Doğum Hakkı". | Open Subtitles | كما يقولون في (الهند)، "حقّ الولادة" |
İngilizce'de ne derler? | Open Subtitles | ماذا يقولون في اللغة الإنجليزية؟ |