Polisler bölgeyi araştırmak için gidiyor, ama personel sayılarının az olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ، سيبحث الشرطي بالمنطقة . لكنه يقول أنّ التعداد السكاني لها قليل |
Birimbau. Ama özel dedektifimiz, bunun takma ad olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ولكن المحقق الخاص يقول أنّ هذا لقب |
dediğine göre kayıp kızımız dengesiz, seks düşkünü müptelanın tekiymiş. | Open Subtitles | يقول : أنّ فتاتنا المفقودة غير مستقرّة شربة الكحوليّات مثير للاهتمام ، أليس كذلك؟ |
Taksicinin dediğine göre, iki bayan yolcusu saldırıyı görüntülü arama yaparken görmüş. 911'i aramasını onlar söylemiş. | Open Subtitles | يقول أنّ راكبتين شاهدتا الإعتداء على إتّصال فيديو، وأمروه بالإتصال على الطوارئ. |
Sabit 8 G hızda hareketsiz durabildiğini söyleyen çok sıkı bir pilot arkadaşım var. | Open Subtitles | لديّ صديقٌ طيّار بارع يقول أنّ باستطاعته القيام بمناورة الاستدارة بتسارع 8 جي |
Kız arkadaşı olmadığını söylüyor. Görüştüğü kimse yokmuş. | Open Subtitles | إنّه يقول أنّ ليس لديه خليلة ولايواعد أيضا |
Evin sahibi Damian Westlake komşusu Charles Utley'le spor yapmak için saat 17:00'de çıktığında her şeyin yolunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّ كلّ شيء كان بخير عندما غادر في الساعة الـ 5 مساءً لمواجهة جاره، (تشارلز أتلي) في لعبة صغيرة |
-Hallediliyor. -Ducky, panzehiri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مازال العمل جاريا - داكي) يقول أنّ هناك مضاد للسم) - |
Çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّ هذا مهم جداً. |
Buddy olduğunu söyledi ama muhtemelen ya sevmediği, ya da ölen birinin ismidir. | Open Subtitles | يقول أنّ اسمه (بادي) ولكن من المحتمل أنّه اسم شخصٍ يكره أو أحد ضحاياه |
Dwight, sınavı geçme şansımın, onun osuruğunun uzaydan duyulma şansıyla eşit olduğunu söyledi. | Open Subtitles | "كان (دوايت) يقول أنّ فرصتي لاجتيازها..." "لا تتخطى فرصة اجتيازه... النشيد الوطنيّ للولايات المتحدّة" |
"Sauniere el yazısı"nın sende olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّ لديك مخطوطة "سونيي" |
dediğine göre Volk paranoyakmış. Korumaları varmış. Bir dakika içinde girip çıkıyormuş. | Open Subtitles | يقول أنّ (فولك) متخوّف، فهو يصطحب حرّاساً شخصيّين، ويدخل ويخرج في دقيقة |
dediğine göre insan beyni en iyi-- ...olağan şeyler yapınca tetiklenir. | Open Subtitles | يقول أنّ الإنسان يتذكّر أحسن... حين يقوم بأعمال بسيطة، أعلم. |
Babamın dediğine göre tekrar çıkarmış. | Open Subtitles | والدي يقول أنّ الأظافر تنمو بنفسها |
İçerideki adamımın dediğine göre Donnelly, İK'yı gömdüğü için övünüyormuş. | Open Subtitles | مصدري يقول أنّ (دونيلي) كان يتبجّح حول دفنه الموارد البشريّة. |
Blog'unda bahsetmişti. Kendiniz kontrol edebilirsiniz. Bay Wilder'in perşembe dünü evinde bir bayanla tartıştığını söyleyen bir şahidimiz var. | Open Subtitles | لدينا شاهد يقول أنّ السيّد (وايلدر) كان يتجادل مع امرأة في شقته يوم الخميس. |
Ne? Burada, Cassie Flood'un Tommy Volker tarafından öldürüldüğünü söyleyen biri var. | Open Subtitles | لديّ شخصٌ هُنا يقول أنّ (تومي فولكر) قتل (كاسي فلاد). |
Elimde Cassie Flood'ın Tommy Walker tarafından öldürüldüğünü söyleyen biri var. | Open Subtitles | لديّ شخص ما هنا يقول أنّ (كاسي فلود) قد قتلت بواسطة (تومي فولكر). |
Sanatın kimsenin umurunda olmadığını söylüyor. Hepsi ünlü birer şef olup kendi televizyon programlarını yapmak istiyorlarmış. | Open Subtitles | يقول أنّ لا أحد يهتم بالفنّ، وجميعهم يُريدون أن يكونوا طُهاة مشاهير، |
EKG kalbinde sorun olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | المخطط الكهربي يقول أنّ القلب بخير |
Kitabım çoğu fetişin homoseksüel nitelikli olmadığını söylüyor ve bilirsin, erkekler... | Open Subtitles | كتبي يقول أنّ معظام حالات الهوس تلكَ لا تنمّ عن شذوذ جنسي في حدّ ذاتها، كما أنّكَ تعرف أنّ الفتيان يميلون إلى... |