Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. | TED | العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن. |
Herkes hemen elindeki işi bıraksın ve kuyuyu kazmaya başlasın! | Open Subtitles | كل رجل يوقف ما يقوم به الآن إبدؤا بحفر البئر |
Acı verici gerçek ise, çoğumuzun bu dünyada yapacağı son şey onu zehirlemek olacak. | TED | الحقيقة المروّعة هي أنّ آخر ما سوف يقوم به معظمنا على كوكب الأرض هو تسميمه. |
Bir erkek, yapmaması gereken bir şeyi ne için yapar? | Open Subtitles | لماذا يقوم الشخص بما لا يجب أن يقوم به ؟ |
- Her ne yapıyorsa, yakında yapacak. | Open Subtitles | أيّا كان الذي يقوم به , فهو سيقوم به قريباً |
O adam o kadına neler yapıyordu tanrı bilir ama kadın korkmuştu. | Open Subtitles | الله وحده يعلم ما كان يقوم به ذلك الشخص ولكنها كانت مذعورة |
O kadar çivi çakmalar ve toplamalara rağmen hâlâ ne yaptığını anlayamamıştık. | Open Subtitles | لكل هذا الطرق والنشر، نحن لا نعرف ما يقوم به في الواقع |
Bu adam bir makine. Yani tek yaptığı, kazanacakları tahmin edip, karar vermek. | Open Subtitles | هذا الرجل آلة و كل ما يقوم به هو العمل و اختيار الرابحين |
Bu adam bir makine. Yani tek yaptığı, kazanacakları tahmin edip, karar vermek. | Open Subtitles | هذا الرجل آلة و كل ما يقوم به هو العمل و اختيار الرابحين |
O bilim adamıyla yaptığı iş, bütün Hareket'i tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | العمل الذى يقوم به مع هذا العالم يهدد الحركة برمتها |
Ama aynı zaman buraya taşındı çünkü kendi yaptığı işi yapan insanlarla tanışmak istiyordu. | TED | ومن ثم الى هنا ديترويت وقابل اشخاصاً يحبون ما يقوم به |
Bugsy ile aynı işi yapıyor ve onun işini istiyoruz. | Open Subtitles | - نقوم بما كان يقوم به باغسى , نريد شغله |
Doktorun yapacağı bir masaj umurumda değil. | Open Subtitles | أنني لا اهتم بالتدليك الذي يقوم به الدكتور |
Her iyi gazetecinin, yeni bir yere vardığında yapacağı şeyi yapacağım. | Open Subtitles | سأقوم بما يقوم به أى إعلامى جيد عندما يطأ مكاناً جديداً حقاًَ ؟ |
Kocan anlarsa ne yapar, biliyor musun? | Open Subtitles | لو اكتشف زوجك هل تعرفين مالذي سوف يقوم به ؟ |
Neyse ki, her zaman yaptığını yapacak ve biz de işimizin başına döneceğiz. | Open Subtitles | على أمل أن يفعل ما يقوم به دائماً و نعود جميعنا للعمل |
Tracy, çoğumuzun iyi bir iş arama gününde hissettiği şeyi yapıyordu. | TED | كانت تقوم تريسي بما يقوم به الكثير منّا عندما نشعر أننا كرسنّا يوماً جيداً في البحث عن وظيفة. |
Biri geceleyin laboratuarda ne yaptığını nasıl açıklayabilir, her bir gece? | TED | كيف يمكن ان يفسر ما كان يقوم به في مخبره طيلة تلك الليالي |
Bu spencer ın ramsey scott'ın evinde ne aradığını açıklıyor. | Open Subtitles | هذا ما كان يقوم به سبنسر في ممتلكات رمزي سكوت. |
Herneyse, O bunların hepsini yapmak zorundaydı çünkü babam sonuçlarla tamamiyle kafayı bozmuştu. | TED | في الحقيقة قام بكل ذلك وكان يقوم به لانه كان مهووساً بالنتائج المرجوة |
Çok sevdiğim bir söz var: Kim bilim yapıyorsa bilimin ne yapacağına karar verir. | TED | هناك قول أحبه: من يقوم بالعلم هو الذي يحدد ما يقوم به العلم |
Onu kalması için ikna edeceğini söylüyor, ki bence yapması gereken de bu. | Open Subtitles | تقول أنّه فقط سيحاول إقناعها بالبقاء، وهو بالضبط ما ينبغي أنْ يقوم به. |
Birisi bir meşale veya bir taş lamba ile aşağıda ne yapıyor olabilir? | TED | ما الذي كان يقوم به أحدهم هنا في الأسفل بشعلة أو مصباحا حجريا؟ |
yapabileceği tek şey, hiçbir şey yapmadan durmak ve insanları sevmekmiş. | Open Subtitles | كل ما يقوم به, هو ان يقف امام الجمهور لينال اعجابهم |
Bakıcılar, aileleri için çok çeşitli işler yapıyorlar. | TED | ما يقوم به مقدمو الرعاية لمرضاهم متنوعة. |
Birinden yapmasını istediğim en zor şey bu. | Open Subtitles | هذا هو أصعب شيء أبدا طلبت من شخص أن يقوم به. |