"يكرهان" - Traduction Arabe en Turc

• nefret ediyorlar
• nefret eden
• nefret ederler
• nefret ediyor
• nefret ederlerdi
• nefret ediyorlardı
• ettiklerini

Babamla dedem birbirlerinden nefret ediyorlar, ve arada kalmış gibiyim.
أبي وجدي يكرهان بعضهما وأشعر أنني محاصر في المنتصف

Babamla nefret ediyorlar birbirlerinden.
ليس لديها أحد، هي وأبي يكرهان بعضهما البعض

Tek başıma, birbirinden nefret eden bir çiftle birlikte olacağım.
وأنا وحدي مع الزوجيين الذي يكرهان بعضهما

Postadan nefret ederler. İrlandalılardan da.
إنهما يكرهان مكتب البريد والإيرلنديين

İkisi birbirinden nefret ediyor sanıyordum.
هؤلاء الإثنين يكرهان بعضهما كثيراً .. كما أظن

Lütfen Sal ve Julian birbirlerinden nefret ederlerdi ve ikisi de bir çocuğa zarar vermezlerdi.
أرجوك سال" و "جوليان" يكرهان بعضهما" ولن يؤذي أحدهما طفلاً

O ve kocam birbirlerinden nefret ediyorlardı.
كان هو وزوجي الراحل يكرهان بعضهما البعض.

Birbirleriyle gerçek anlamda tanıştıklarında birbirlerinden nefret ediyorlar.
عندما يتقّابل الأشخاص ببعضهم البعض أخيرًا، يكرهان بعضهم البعض.

Antonius ve Octavius birbirlerinden, bizden nefret ettiklerinden... daha çok nefret ediyorlar.
انظر,انتوني و اوكتفيان يكرهان بعضهم البعض أكثر بكثير مِنْ ما يَكْرهونَنا. قريباً بما فيه الكفاية يَجِبُ أَنْ يُحاربوا بعضهم البعض للسيادةِ.

Ayrıca babamla onun babası birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlar.
يكرهان بعضهما للنخاع -يا لها من طريقة للتسبب بمعاقبتي في المنزل

Annem ve kayınvalidem birbirlerinden nefret ediyorlar.
والدتي وزوجة ابي يكرهان بعضهما

Birbirlerinden nefret ediyorlar, değil mi?
يكرهان بعضهما صحيح؟

Tek çocuk olmamın sebebi, ailemin birbirlerinden nefret eden korkunç insanlar olmaları.
أنا طفل وحيد لأن والداي شخصان فضيعان يكرهان بعض

Ayrıca birbirinden nefret eden iki kişi tutkulu şekilde sevişmeden önce böyle yapar.
وايضاً تحصل عندما يكون هناك شخصان يكرهان بعضهما خلال الفيلم بأكمله, ويحاولون المضاجعة بعنف,

Fırsatçı bir Şerif... ve birbirinden nefret eden iki kaçakçı çetesi.
محتاللإدارةالشرطة... ومهربين يكرهان بعضهما.

Yani, Verma ve Kapoor birbirlerinden nefret ederler.
اقصد فيرما وكابور يكرهان بعضهما جداً

-Birbirlerinden nefret ederler.
-إنهما يكرهان بعضهما البعض

- Birbirlerinden nefret ediyor gibiler, değil mi?
يبدو إنهما يكرهان بعضهما الآخر، صحيح؟

Bakuto ve Gao birbirinden nefret ediyor.
يبدو أن "باكوتو" و "غاو" يكرهان بعضهما.

Makyaj yapmamdan hoşlanmazlardı, o caz müzisyeninden nefret ederlerdi.
لم يكونا يحبان أن أضع مساحيق تجميل ...وكانا يكرهان عازف موسيقى الجاز ذاك

Birbirlerinden nefret ederlerdi.
إنّهما يكرهان بعضهما

Chuck ve o birbirlerinden nefret ediyorlardı, şimdi ise onu bırakmak istemiyor.
هو و (تشاك)، يكرهان بعضهما والآن لايتفارقان

Onları yalnız oldurabilirsek belki buna devam edip neden birbirlerinden nefet ettiklerini unutmaya başlarlar.
لو أستطعنا فقط أن نجعلهما يحظييا بلحظة معاً، ربما سيبدئان فى التصالح وينسيا لِم يكرهان بعضهما