"يكن هنا" - Traduction Arabe en Turc

• burada değildi
• burada değilse
• orada değildi
• burada değilmiş
• burada değil
• burada olmazsa
• gelmezse
• burada yoktu
• burada olmayan

Çünkü bu iki ahmak beni tuvalete götürürken burada değildi.
لأنه لم يكن هنا حين هؤلاء الاثنان كانوا يسحبونني للمنصة

burada değildi, o yüzden ben de içmeye gidebileceğini düşündüm.
حسنا, انه لم يكن هنا, ولذا ظننت انه ربما ذهب ليسكر

Ne demek istiyorsun, "burada değildi" demekle? Bunu bana söyleme.
ماذا تقصد بأنه فقط لم يكن هنا لا تقل لى هذا

Henüz burada değilse bile, bu silah onu buraya getirecek.
إذا لم يكن هنا بالفعل هذه البندقية كفيلة بإحضاره

Kurbanımız, mekanın özel yemeğinden yediyse o halde saat 17:00'a kadar orada değildi.
، إذا تناول ضحيّتنا من أطباق المطعم الخاصّة . إذاً فلم يكن هنا إلاّ بعد الخامسة مساءً

Doug'un tüm eşyaları gitmiş, sanki hiç burada değilmiş gibi. Evet.
جميع أشياء دوغ اختفت , وكأنه لم يكن هنا بالمرة .

- Baba burada değil. - Yok. Uzun zamandır da burada değilmiş gibi görünüyor.
الأب ليس هنا - كلا ، يبدو كأنه لم يكن هنا منذ فترة طويلة -

Kötü haber ise burada olmazsa kalp nakli listesinde üst sıraya yükselemeyecek olması.
والخبر السيئ,هو أنه اذا لم يكن هنا لن يصعد اسمه في لائحة زرع القلب

Ben uyandığımda burada değildi. Sanırım tuvalete gitti.
لم يكن هنا منذ استيقظت أعتقد أنه ربما يكون في دورة المياه.

Bu çok tuhaf. Bu heykel daha önce burada değildi.
هذا غريب، هذا التمثال لم يكن هنا من قبل.

Bu tünele bir yıldan fazladır inmemiştim, ama bu burada değildi. Rapor vermem gerekiyor.
لم أنزل الى هذا النفق منذ عام لكن هذا لم يكن هنا, يجب أن أكتب تقرير عن هذا

Bomba patladığında burada değildi değil mi?
لم يكن هنا عندما أنفجرت القنبلة أليس كذلك؟

Dün geceki faaliyet sadece üst düzey konuklar içindi. O burada değildi.
منافع ليلة أمس كانت للقائمة الأولى فقط , لم يكن هنا

burada değildi, zaten hiç burada olmaz.
لم يكن هنا ولكن انه لم يكن موجدا هنا أبدا ً

Dante burada değilse sanki bu yer parçalanacak.
وكان هذا المكان سيسقط اذا دانتي لم يكن هنا

burada değilse bile, Boston'da ya da Seattle da.
إن لم يكن هنا ، أذا في بوسطن أو سياتل. هيا.

-Bu orada değildi.
-هذا لم يكن هنا هذا المسدس لم يكن عندنا هنا

Ona seslendim ama orada değildi.
. . ناديت عليه . لكنه لم يكن هنا

Senin mezarın burada değil,Rachel. Burası senin evin değil.
قبرك لم يكن هنا رايتشل لم يكن هذا منزلك

Eğer iki saat içinde burada olmazsa, herkes ölür.
أذا لم يكن هنا خلال الساعتين المقبلتين سيموت الجميع

George diyor ki, eğer 8'e kadar gelmezse onsuz başlayabilirmişiz.
جورج يقول انه ان لم يكن هنا حتى الثامنة نبدء بدونه

Bu kapı bir dakika önce burada yoktu. Bunu sen mi yaptın?
الباب لم يكن هنا منذ لحظه هل فعلت هذا ؟

Yani tüm yıl burada olmayan biri olabilir mi diyorsun?
ذلك سيشير إلى شخص لم يكن هنا طوال السنة ؟