Bence annesi onun mutlu olmasını isterdi. | Open Subtitles | أعتقدّ أن والدته أرادتَ منه أن يكون سعيدًا |
İşverenimizin mutlu olmasını istiyorum ama neler olduğunu da bilmem gerek. | Open Subtitles | أريد لمسئولنا أن يكون سعيدًا و لكني أريد أن أعرف ماذا يحدث |
Herkesin mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد للجميع أن يكون سعيدًا.. |
Meksika'daki pisliği temizlemek için kullanıldıklarını öğrendiğinde, mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا إنّهم يُستخدمون "للتخلُّص من فوضى "المكسيك |
Adamı ve özellikle de uygulamasını yayında ezip geçtiğinde Pruit mutlu olmayacak. | Open Subtitles | حسنا، حين تقومين بتشريح هذا الرجل وخصوصًا برنامجه، (برويت) لن يكون سعيدًا. |
Binbaşı memnun olmayacak. Hem de hiç memnun olmayacak. | Open Subtitles | الرائد لن يكون سعيدًا لن يكون سعيدًا أبدًا |
Eline haklı olduğunu kanıtlayacak imzalı bir itiraf geçmediği sürece memnun olmayacak. | Open Subtitles | لا أصدّق هذا لن يكون سعيدًا إلاّ إذا حصل على اعتراف موقّع منك أنّه على حق |
mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أردتهُ أن يكون سعيدًا. |
Alak'ın mutlu olmasını istiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريده أن يكون سعيدًا ؟ |
mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريده أن يكون سعيدًا. |
Onun mutlu olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريده أن يكون سعيدًا. |
- Ben sadece mutlu olmasını istedim. | Open Subtitles | -أردت أن يكون سعيدًا فحسب |
mutlu olmasını çok isterim. | Open Subtitles | -أريده أن يكون سعيدًا بشدة . |
Beyrut'a inmekten pek mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا بذلك، الهبوط في "بيروت". |
Escobar'ın gözetiminizde olmadığını duyunca hiç mutlu olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون سعيدًا عندما يعلم أن (إسكوبار) ليس بقبضتِك |