Biz çevre üzerinde kalıcı bir etki bırakmak istemiyoruz. | TED | لا نريد أن يكون له تأثير دائم على البيئة. |
Ama kitapta daha kalıcı bir etki yaratabilecek başka bir bölüm daha vardı. | TED | ولكن فصلاً آخر من هذا الكتاب ما قد يكون له تأثير أكبر على الدوام. |
Her gün aldığımız ürünlerin fiyatlarına nasıl bir etki yapacağını düşünün. | TED | وهيا نفكر الآن حول ما قد يكون له تأثير على بعض المنتجات، أو أسعار المنتجات التي نشتريها كل يوم. |
İstese ülkedeki bütün profesyonel takımlarda oynayabilirdi. | Open Subtitles | كان يمكن أن يكون له تأثير على أى فريق محترف فى البلاد |
İstese ülkedeki bütün profesyonel takımlarda oynayabilirdi. | Open Subtitles | كان يمكن أن يكون له تأثير على أى فريق محترف فى البلاد |
Durumu gördüğümüzde, bunun dünya üzerinde önemli bir etkisi olabilecek bir şey olduğunu hissettik. | TED | عندما رأينا هذا، لقد شعرنا أن هذا أمر يمكن أن يكون له تأثير كبير في العالم. |
Bu tek politikadan, nüfus seviyesinde bunun çok temel bir etkisi olabilir. | TED | وقد يكون له تأثير عميق على مستوى السكان من خلال تلك السياسة الواحدة. |
En kibar esintiler bile büyük bir etki yaratabilir. | Open Subtitles | حتى أرق النسيم يمكن أن يكون له تأثير عظيم |
Bu yeri harika kalem de, onun gibi bir adamda çok büyük bir etki bırakabilir. | Open Subtitles | وهذا... قلم في مكانه يمكن أن يكون له تأثير على رحل مثله |
Bu talep Assad'dan gelirse güçlü bir etki yaratabilir | Open Subtitles | إلتماس كهذا صادر من (أسد)؟ قد يكون له تأثير عميق |
Eğer o sürenin bir kısmında hamile olsaydım, bir etkisi olmaz mıydı? | Open Subtitles | اذا كنت حاملا خلاله ألن يكون له تأثير على الجنين ؟ |
Yaptığımız her bir şeyin etrafımızdaki insanlar üzerinde bir etkisi vardır. | Open Subtitles | بكل شئ فردي نقوم به يكون له تأثير على الناس من حولنا |
- bir etkisi olmayacak! | Open Subtitles | لن يكون له تأثير |