"يلاحقه" - Traduction Arabe en Turc

    • peşinde
        
    • peşinden
        
    • peşindeydi
        
    • takip ediyor
        
    • izliyor
        
    • kovalıyor
        
    Adama Ölüm peşinde diyorsun, o da tutup mezarlığa geliyor. Open Subtitles تُخبرين رجلاً بأنَّ الموت يلاحقه فيذهب إلى المقابر بنفسه؟
    Gördüğümüz son şey, askerin kıçında roket varmışçasına ormana daldığı ve peşinde de deli bir Thanator olduğuydu. Open Subtitles آخر شيء رأيناه كان ظهر هذا البحرية يختفي وسط الشجر وهذا الشيء يلاحقه
    Eğer nişancı serbest, peşinde olduğu adam da hâlâ hayattaysa tekrar deneyecektir. Open Subtitles لو أن مطلق النار ما زال هناك والرجل الذي يلاحقه ما زال حياً فسيحاول مرة أخرى
    Kızılderili bölgesinde olduğunu söylüyorlar ve peşinden gidecek birini arıyorum. Open Subtitles يقال إنه عند المناطق الهندية وأريد أن يلاحقه شخص ما.
    Son sefer şehirdeki tüm polisler ve FBI onun peşindeydi. Open Subtitles ذلك أصبح مهما له بقدر القتل نفسه و أخر عملية نفذها بينما كانت الأف بي أي وكل شرطي في المدينة يلاحقه
    Lupin kaçtı. Kont ise onu takip ediyor. Open Subtitles لقد هرب لوبن والدوق يلاحقه بغضب شديد
    Toplama kampından kaçtı. Naziler, Onu Avrupa'da izliyor. Open Subtitles بعد هروبه من معسكر الاعتقال يلاحقه النازيون في كل أوروبا.
    En iyi ihtimalle, Kavanaugh kovalıyor o da kaçıyor. Open Subtitles أفضل التوقعات أنه هارب و " كافاناه " يلاحقه
    Haftalarca gelip gitmiş ve peşinde biri olduğunu söylemiş. Open Subtitles استمر بالقدوم لأسابيع مدعيا أن هناك من يلاحقه
    Şu anda tek avantajımız peşinde kimsenin olmadığını düşünmesi. Open Subtitles أفضليتنا الوحيدة أن يظن هذا الشخص أن لا أحد يلاحقه
    Üç yıldır peşinde koşuyorum. Open Subtitles لقد قال أنه لا يحبني وكنت أنا من يلاحقه لمدة ثلاثة سنوات
    Hiçbir fikrim yok ama FBI'ın peşinde olduğunu öğrenmemesi gerekiyor. Open Subtitles لا أملك أدنى فكرة، لكن لا يجب أن يعلم أن المكتب الفدرالي يلاحقه
    - Jack'in peşinde biri var ve Kendal için endişeleniyorum. Open Subtitles هناك شخص يلاحقه وأنا أخاف على سلامة الطفل
    Eminim peşinde biri olduğu için kaçmıştır. Open Subtitles أراهن أنه هرب بسبب أن احداً ما كان يلاحقه.
    Bir yıl sonra, bir hafta süren bir orman yangınının peşinde kamerasıyla ülkeyi dolaştı, 18 tekerlekli kamyonları yutarak batı yakasını bitiren yangının. TED بعدها بعام، سافر عبر البلاد ليتتبّع حريقًا في الغابة، ظل يلاحقه بالكاميرا لمدة أسبوع. كان الحريق يدمر الساحل الغربي يلتهم شاحناتٍ ضخمة في طريقة.
    İyi bir resmimiz yok. Eddie 4 haftadır peşinde. Onu hiç göremiyoruz. Open Subtitles ليس لدينا صورة جيدة له (إيدي) يلاحقه منذ أسابيع وبالكاد نستطيع رؤيته
    İmalatçısının Ray'in peşinde olduğu imalatçı olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles ونعتقد بأنه هو الطاهي " الذي كان يلاحقه " رايموند
    Çöplerin içinde onu tekmelediklerinde, bir gerizekalı gibi orada oturup olan biteni izledim ve, bu okuldaki en büyük salağın onun peşinden gitmesine izin verdim. Open Subtitles حينما كانت الفضلات تلقى عليه لم يجب علي الوقوف كالأحمق حينما كان أكبر مغفل في المدرسة يلاحقه
    Korsak Cinayet bürosuna geldiğinden beri onun peşindeydi. Open Subtitles كان يلاحقه منذ أن بدأ العمل في قسم الجرمة
    Sanki bu yaratık onu takip ediyor gibi. Open Subtitles يبدو أنّ هذا الشرير كان يلاحقه
    Toplama kampından kaçtı. Naziler, Onu Avrupa'da izliyor. Open Subtitles بعد هروبه من معسكر الاعتقال يلاحقه النازيون في كل أوروبا.
    Hayır, bekle. Bir polis onu kovalıyor. Open Subtitles لا، انتظر هناك شرطي يلاحقه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus