"يمر بوقت" - Traduction Arabe en Turc

• zamanlar geçiriyor
• bir dönemden geçiyor
• günler geçiriyor
• zaman geçiriyor
• zamanlar yaşıyor

Bir kaç haftadır çok zor zamanlar geçiriyor.
إنه يمر بوقت عصيب جداً الإسبوعين الماضيين

Son günlerde zor zamanlar geçiriyor.
. انه فقط يمر بوقت عصيب في التعامل مع المجريات الاخيرة

Onu yıllardır tanırım. İyi adamdır. - Sadece zor bir dönemden geçiyor
إنه رائع، أنا أعرفه منذ سنوات، إنه يمر بوقت عصيب

Bebeğim, özür dilerim. Zor bir dönemden geçiyor. -Şampanya sever misin Angie?
أنا آسف، يا عزيزتي لكنه يمر بوقت عصيب

Zor günler geçiriyor ama şu ana kadar iyi idare-
انه يمر بوقت صعب لكن لغاية الان انه يتعامل معه

Yüzün senden ayrılamadığı için zor zaman geçiriyor.
وجهك أنتِ يمر بوقت صعب وجهك يميز نفسه من الخلف

Baban annen olmadan çok zor zamanlar yaşıyor,değil mi?
أوه, وآلدك يمر بوقت صعب بدون وآلدتك, أليس كذلك ؟

Annesi bir kadını öldürdüğü için Luke zor zamanlar geçiriyor babası onunla yeteri kadar zaman geçirmiyor diye değil.
لوك" يمر بوقت صعب لأن والدته في السجن لإرتكابها جريمة قتل وليس لأن والده لا يمضي الوقت الكافي برفقته

Fakat zor zamanlar geçiriyor. Shelly, garson kız, altı yıl
ولكنه يمر بوقت عصيب، لقد هجرته ( شيلي ) النادلة

Biraz zor zamanlar geçiriyor ve çok fazla içiyor.
انه يمر بوقت عصيب و حسنا انه يشرب كثيرا

Robert zor zamanlar geçiriyor.
روبرت يمر بوقت عصيب

Güzel. Peki zor zamanlar geçiriyor olsaydı size açılır mıydı?
رائع, إن كان يمر بوقت صعب

Zor zamanlar geçiriyor o.
أنه يمر بوقت صعب.

Augie sadece zor bir dönemden geçiyor.
أظن أن أوغي يمر بوقت صعب في الحياة

Zor bir dönemden geçiyor.
انه يمر بوقت صعب

Baban şu an çok zor bir dönemden geçiyor.
بابا فقط يمر بوقت عصيب الان

Boşandığı için zor bir dönemden geçiyor.
انه يمر بوقت صعب بسبب طلاقة

Görünüşe göre fiili başkan zor günler geçiriyor.
يبدو أن نائب الرئيس يمر بوقت عصيب

Justin zor günler geçiriyor.
"جيستين " يمر بوقت صعب سيقترف خطأ ..

Gördüğümüz şeyle baş etme konusunda zor bir zaman geçiriyor.
إنه يمر بوقت عصيب في التعامل مع ما رأيناه

Babanız sadece zor bir zaman geçiriyor.
لا بأس, والدك يمر بوقت عصيب

Daniel'ı görmeye gittim ve bizi kabullenme konusunda zor zamanlar yaşıyor ve Amanda hakkındaki konuşmamıza devam etmek istiyorum.
أردت أن أرى (دانيل) إنه .. إنه يمر بوقت عصيب لقبولنا وأريد أن أواصل حديثنا حول (أماندا)