İyi haber ise, hayat tarzını değiştirebilirsin. | TED | والخبر الجيد أنه يمكنك تغيير نمط حياتك. |
Hâlâ vakit var. Yemekten önce fikrini yine değiştirebilirsin. - İğneleyici konuşma. | Open Subtitles | لازال الوقت مبكراً، يمكنك تغيير رأيك مرّة أيضاً قبل وقت العشاء |
Eğer ses iyi çıkmazsa tonunu değiştirebilirsin, fakat buna ihtiyacınız olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | يمكنك تغيير الطبقة الصوتية إن كان صوتك به بحة لكني لا أحتاج هذا |
İyi niyetli davranışlarını takdir ettiğimi bilmelisin. Ama dünyayı bu şekilde değiştiremezsin. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف بأنّني أقدّر نواياك، لكن لا يمكنك تغيير العالم هكذا. |
Geçmişi değiştiremezsin. Denemeye devam edersen sıçmaya da devam edersin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير الماضي لا تفتأ تحاول ولا تفتأ تخطىء |
Bir kere elektrik motorunuz olduğunda, istediğiniz herşeyi yapabilirsiniz: arabanın yapısını istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. | TED | وبمجرد حصولك على محركات كهربائية، فإنه يمكنك فعل أي شئ: يمكنك تغيير هيكل السيارة بأي طريقة تريد. |
Bunu değiştiremezsiniz. - Bu çok sığ bir bakış açısı. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ذلك هذه وجهة نظر موحشة جداً للعالم |
Eğer ses iyi çıkmazsa tonunu değiştirebilirsin, fakat buna ihtiyacınız olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | يمكنك تغيير الطبقة الصوتية إن كان صوتك به بحة لكني لا أحتاج هذا |
İnsanların görüşünü zamanla değiştirebilirsin. | Open Subtitles | لقد كان شابا لطيفا يمكنك تغيير أراء الناس فى الحياة مع الزمن |
Eğer bu doğruysa, geleceği nasıl değiştirebilirsin ki? | Open Subtitles | ،إن كان هذا صحيحاً فكيف إذن يمكنك تغيير المستقبل؟ |
Öyleyse geleceği nasıl değiştirebilirsin ki? | Open Subtitles | إن كان هذا صحيحاً، فكيف إذن يمكنك تغيير المستقبل؟ |
Evli çiftlerin görüşmeleriyle ilgili kuralı değiştirebilirsin, çünkü bu duruma 20 sene daha katlanabileceğimi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | حيث يمكنك تغيير ذلك القانون المتعلق بالزيارات الزوجية لأنني لا أعتقد أنني سوف أخرج من هنا قبل عشرون سنة |
Ama sen bunu değiştirebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لست طالبا. ولكن يمكنك تغيير ذلك، أيمكنك ذلك؟ |
Ancak bu ilişkide bir sonraki adıma geçmeyi kabul ederek tüm bunları değiştirebilirsin. | Open Subtitles | ولكن يمكنك تغيير كل ذلك بالموافقة على الإنتقال بهذه العلاقة للمستوى التالي |
Hayır, ama yarın saat 12'de nerede olacağını değiştirebilirsin. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن يمكنك تغيير مكان وجودك غداً في تمام الساعة الـ 12: |
Can çıkar huy çıkmaz. Asla kimseyi değiştiremezsin. Haksızlık ediyorsun. | Open Subtitles | الوحش يبقى دائمًا وحش لا يمكنك تغيير أي شخص |
Goa'uld'un dünyamı yerle bir ettiği gün olanları nasıl değiştiremiyorsam sen de o gün olanları değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ما حدث في ذلك اليوم كما لا يمكنني تغيير اليوم الذي دمر فيه الجواؤلد عالمي |
Tüm ailenin kaderini değiştiremezsin | Open Subtitles | لن يمكنك تغيير قدر العائله بالكامل القدر قد تغير فعلا |
Ve onların adlarını bilmeden dinsizleri değiştiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير الوثنيين بدون معرفة أسماءهم |
Bu tip insanların düşüncelerini hayatta değiştiremezsin. | Open Subtitles | والناس أمثال هؤلاء لا يمكنك تغيير تفكيرهم. |
Yıllardır mümkün olmayan bir şeyi nasıl değiştirebilirsiniz ki? | Open Subtitles | كيف يمكنك تغيير شيء لم يكن ممكنا للأعمار؟ |
Ebeveynlerinizi değiştiremezsiniz derler ama eğer değiştirebilseydim seninkileri seçerdim. | Open Subtitles | أعرف أنهم يقولون أنه لا يمكنك تغيير والديك إن نفع ذلك ,فأريد والديك |