"يمكنها رؤية" - Traduction Arabe en Turc

    • görebiliyor
        
    • göremiyor
        
    • göremez
        
    • görebiliyordu
        
    Benim falcım kör, ama geleceği çok net görebiliyor. Open Subtitles إن عرافتى عمياء ولكنها يمكنها رؤية المستقبل بوضوح
    Gözden ırak yerleri görebiliyor. Open Subtitles يمكنها رؤية الأشياء البعيدة عن الأنظار مثل الأماكن
    Sezgileri oldukça güçlü bir kadın o. Benim içimi görebiliyor. Open Subtitles إنها امرأة متبصّرة، يمكنها رؤية معدني
    Hatırladığı son şey bir kutuda olması. Başka birşey göremiyor. Open Subtitles آخر ما في ذاكرتها، هو وجودها في الصندوق لا يمكنها رؤية أي شئ
    Büyük resmi henüz göremiyor. Open Subtitles لا يمكنها رؤية الصورة الكبيرة بعد.
    Nasıl olurda onun eski karısı için hala ciddi bir tehlike olduğunu göremez? Ve diğer insanlar için." Open Subtitles كيف لم يمكنها رؤية انه ما زال تهديد لزوجته السابقة وكل واحد آخر ؟
    Her şeyi göremez! Open Subtitles لا يمكنها رؤية كلّ شيء!
    Tacını, süslü elbiseleri, hazır bekleyen hizmetçileri görebiliyordu ve çiftlikte işler gerçekten kötüleştiğinde tüm bunlardan nihayet kurtulacağı anı görebiliyordu. Open Subtitles يمكنها رؤية التاج، والفساتين الفاخرة، والخادمات وعندما أصبحت الأمور سيئة جداً بالمزرعة أصبح يمكنها أن ترى اللحظة التي ستـحـررهـا أخـيراً مـن كـل هـذا
    Hayaletleri görebiliyor Open Subtitles يمكنها رؤية الاشباح
    Kadın kötülükleri görebiliyor Sock. Open Subtitles المرأة يمكنها رؤية الشر (سوك), تـراه
    Kötülüğü görebiliyor. Open Subtitles ) يمكنها رؤية الشر
    - Kes sesini! Elbiseyi tam olarak göremiyor çünkü senin iğrenç vücudun onu mahvediyor. Open Subtitles لا يمكنها رؤية الفستان بوضوح لأن جسمك المقرف يٌفسِدُهُ!
    Barney'nin onu kullandığını göremiyor ve bu beni üzüyor. Open Subtitles لا يمكنها رؤية ذلك البارني" وهو يستغلها" وذلك يحطم قلبي
    Eğer serisi kötüyse ve puanı iyi değilse, gelir ve uzanıp cama tıklar- çünkü bir kere daha yapmasını isteyen deneyciyi göremiyor. TED إذا قامت بتشغيل سيئ، ودرجاتها ليست جيدة، فإنها ستأتي وترفع يديها وتضغط على الزجاج -- لأنه لا يمكنها رؤية المُختبر -- الذي يطلب بمحاولة أخرى.
    Ama defteri göremiyor. Open Subtitles لكن لا يمكنها رؤية المفكرة.
    Kuşlar camı göremez! Open Subtitles الطيور لا يمكنها رؤية الزجاج!
    Saldırıya uğradığı yerden ışığı görebiliyordu. Open Subtitles كان يمكنها رؤية الضوء من مكان مهاجمتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus