ona verebileceğim bir sürü ev işi var badana yapabilir değil mi? | Open Subtitles | ارسليه إلى منزلي، يمكنه القيام ببعض الأعمال الرتيبة ألا يستطيع خلط الطلاء؟ |
Bu tür bir deri, bugünün derisinin yapabildiklerini yapabilir, ama hayal gücümüzü kullanırsak, daha da fazlasını da yapabilir. | TED | هذا النوع من الجلود يمكنه القيام بنفس ما تقوم به جلود اليوم ولكن مع الخيال ربما يقوم بأكثر من ذلك بكثير. |
Muhteşem olan şey şu, bunu herkes yapabilir. | TED | الآن الجميل في الامر .. ان أي شخص يمكنه القيام بهذه العملية |
İşi yapacak başka ajanlarım da var ama Özel Ajan Todd kadar en iyisi. | Open Subtitles | نعم لدي عميل آخر يمكنه القيام بالعمل ولكن ليس كالعميلة تود |
Bu beceriksizlerin, senin izlerini kaparken yaptıklarından... daha iyisini yapacak birine ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد من يمكنه القيام بهذا على أفضل وجه ممن فشلوا في تغطيتك |
Senin yada başka birinin yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أنت أو أي شخص آخر يمكنه القيام به |
Bu bize aklın gücünün neler yapabileceğini gösteriyor. | TED | وهذا يُظهر مدة قوة الدماغ وما يمكنه القيام به |
Pekâlâ, bir aptal aptaldır, ama belki de bir salak hala bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | الأحمق يبقى أحمقاً لكن لعلّ الأحمق يمكنه القيام بشيء |
Bir ilkokul öğrencisi bile bunu bilgisayarda yapabilir. | Open Subtitles | هذا ليس أكثر من مجرد شئ بسيط أي تلميذ بمدرسة يمكنه القيام به على حاسوبه |
Biraz elinden iş gelen biri ev işlerinin yarısını bu üçüyle yapabilir. | Open Subtitles | أيّ رجل جدير بالاحترام يمكنه القيام بنصف أعمال المنزل بهذه الأدوات الثلاث فقط |
Dünyada sadece bir avuç insan benim yaptığımı yapabilir. | Open Subtitles | هناك عدد قليل من الناس حولالعالم.. يمكنه القيام بما أقوم به |
Hayır ama bölge savcısı yapabilir. Onun da sahibi benim. | Open Subtitles | لا ، لكن المُحامى العام يمكنه القيام بهذا و أنا أملُك المحامى العام. |
Bir bilgisayarın yapabileceğini, ...benim dizaynım daha hızlı, daha iyi ve daha ucuza yapabilir. | Open Subtitles | كلّ شيء يمكن للحاسوب القيام به، تصميمي يمكنه القيام به بشكل أسرع وأفضل وأرخص |
- O parayla istediğini yapabilir. | Open Subtitles | إلى الأموال الجانبية الصَغيرة هو يمكنه القيام بأي شيء يريدة بهذا المال |
Gerçek bir başsavcı bu eyalette çok iyi işler yapabilir. | Open Subtitles | النائب العام الحقيقي يمكنه القيام بالكثير من الأعمال الخيرة في هذه الولاية |
Gerçek bir başsavcı bu eyalette çok iyi işler yapabilir. | Open Subtitles | النائب العام الحقيقي يمكنه القيام بالكثير من الأعمال الخيرة في هذه الولاية |
Böyle bir şeyi bedavaya yapacak tek kişi sensin.. | Open Subtitles | أنت وحدك من يمكنه القيام بذلك بدون أي مقدمات |
yapacak başka bir işleri de yok. | TED | وليس لديه اي حل اخر يمكنه القيام به |
Bunu yapacak son insan benim. Hiçkimse üzerinde en ufak bir nüfuzum yok. | Open Subtitles | أنا أخر شخص يمكنه القيام بذلك. |
Yani onun da yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | لذا لم يكن هناك شيء يمكنه القيام به أيضاً |
yapabileceği bir şey olmadığını anlar. | Open Subtitles | يدرك أنه لا يوجد شيء كان يمكنه القيام به حيال ذلك |
Ona baktığında, hayatta istediği herşeyi yapabileceğini anlardın. | Open Subtitles | فمن نظرة واحدة إليه تدرك أن هذا الطفل يمكنه القيام باي شيء |
Ona baktığında, hayatta istediği herşeyi yapabileceğini anlardın. | Open Subtitles | فمن نظرة واحدة إليه تدرك أن هذا الطفل يمكنه القيام باي شيء |