"يمنعنا من" - Traduction Arabe en Turc

    • engel
        
    • alıkoyan
        
    • engelleyen
        
    • için hiçbir
        
    • yapmaktan
        
    Birbirimizi vahşi hayvanlar gibi öldürmemize engel olan benimsenmiş bir anlaşmadır. Open Subtitles انه عقد موحد يمنعنا من قتل بعضنا البعض. مثل الحيوانات المتوحشة.
    Bu da bizim eğlenip rahatlamamıza engel oluyor. Open Subtitles ولكن هذا لا يجب أن يمنعنا من الارتياح بامسيتنا لفترة
    Bizi hayal gücünün ötesinde işler yapmaktan alıkoyan tek şey kanun adamlarının kamu yararı adına koyduğu ahlakî kısıtlamalar. Open Subtitles والشيء الوحيد الذي يمنعنا من إنجاز عمل مثالي، هي هذه التقييدات الأخلاقية التي يضعها القانون تحت مسمى النظام العام.
    Bizi birlikte olmaktan alıkoyan tek şey sensin. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يمنعنا من أن نكون معاً أنتِ
    Kullanmamızı engelleyen kod bir çeşit savunma mekanizmasına bağlı. Open Subtitles الرمز الذي يمنعنا من استخدامه مرتبط بآلية دفاعية ما
    Gerçekte kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlamamamız için hiçbir neden yok. Open Subtitles لا يوجد سبب يمنعنا من فَهْم حقيقة من نحن و أين نحن ذاهبون
    Geçen hafta çekmeceleri titretmemize engel olmadı ama. Open Subtitles حسنا، هذا لم يمنعنا من هزّ بعض ساحبي المكاتب الأسبوع الماضي
    Geçen hafta çekmeceleri titretmemize engel olmadı ama. Open Subtitles حسناً، هذا لم يمنعنا من الحديث معاً الأسبوع الماضى.
    Biz de, Ben ile sıradan bir çift değiliz ama bunun mutluluğumuza engel olmasına izin vermiyoruz. Open Subtitles بين و أنا لسنا طبيعيين لكننا لا نجعل هذا يمنعنا من أن نكون سعداء
    Madem film izlemeye gidemiyoruz o halde kendi filmimizi yapmamıza kim engel olur ki? Open Subtitles ذلك ما إذا لم نتمكن من الذهاب لل فيلم. لا أحد يستطيع أن يمنعنا من صنع الفيلم الخاص لدينا.
    Yaklaşık dört santimlik bir açıklık var. Bu uzunluk iki ucu basit bir dikiş işlemiyle birleştirmemize engel oluyor. Open Subtitles إنها تبلغ أربعة سم تقريبًا مما يمنعنا من خياطة الطرفين معًا
    Ben terk etmek gibi küçük bir şeyin beraberliğimize engel olmasına izin vermiyorum. Open Subtitles لن ادع شيئاً بسيطاً كهجرك لي يمنعنا من ان نكون معاً
    Bizi olabileceğimizi bildiğimiz şeyi olmaktan alıkoyan şey. Open Subtitles ذلك الشئ الذي يمنعنا من أن نصبح ما نعرف أننا يمكننا تحقيقه
    Bu kavramı biraz daha genişletirsek, açılış konuşmaları, nazik açık oturumlar silsilesi içinde bizi durdur tuşuna basmaktan ve bunun bir kısmını yapılandırılmış münazara ile değiştirmekten alıkoyan hiçbir şey yok. TED وإذا وسعنا هذا المفهوم قليلاً، لا شيء يمنعنا من إيقاف الخطب المطولة ومن إيقاف تسلسل حلقات النقاش المهذبة جدًا، وتبديل بعض ذلك بمناظرة منظمة.
    Hayatta kalabilmek için ilaca ihtiyacı olan herkesin hayatını kurtarmaktan bizi alıkoyan tek şey, teşhis, tedavi ve bakım ve ilacın insanlara ulaştırılması için gerekli sistemlerin olmayışıdır. TED الشئ والوحيد الذي يمنعنا من الحفاظ على أرواح الذين يحتاجون للدواء للبقاء على قيد الحياة هو غياب الأنظمة الضرورية للتشخيص، العلاج والرعاية للناس وإرسال هذا الدواء.
    Bizi onları görmekten alıkoyan tek şey, gözlerimizin biyokimyasal yapısı. Open Subtitles والذي الشيء الوحيد الذي يمنعنا من رؤيتهم... إذا أنت س، الكيمياوي الحيوي تركيب عيوننا.
    Ama hafıza kaybına uğramamızı tamamen engelleyen bir şey var arabadaki şu küçük darbe. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمنعنا من الوقوع في حالة من فقدان الذاكرة الكلية هو هذه المشكلة دنت قليلا لدينا.
    Çünkü bunu anlayamazsak zor zamanlarda kestirip kaçmamızı engelleyen ne olur ki? Open Subtitles لأننا إن لم نفهم ذلك فما عساه يمنعنا من الانسحاب عندما تصعُب الأمور
    Belki de bizi engelleyen şey acı çekme korkusu değildir. Open Subtitles لكن ربّما ليس الخوف من الألم هو الذي يمنعنا من الإستمرار في ذلك
    Bekle, bekle.Bak, biyografimi bitirmememiz için hiçbir sebep yok. Open Subtitles انتظر .. انتظر .. لا يوجد سبب يمنعنا من إنهاء المذكرة على أية حال
    Ama bu yine de birşeyleri çözmek için denemeler yapmaktan alıkoymuyor bizi. TED و لكن هذا لم يمنعنا من ان نحاول ان نفهمه في كل الاحوال

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus