"يمنعهم" - Traduction Arabe en Turc

    • engel
        
    • engelleyecek
        
    • malum
        
    • engellemiyor
        
    • alıkoyan
        
    • vermelerini
        
    Ebeveynleri bunu başardı ve ölüm dışında hiçbir şey aynı yolculuğu tekrarlamalarına engel olamaz. Open Subtitles نجح آباؤهم بالوصول هنا، ولا يوجد غير الموت ما يمنعهم من تكرار تلك الرّحلة
    Bir kere geldiğimizi anladıklarında onu öldürmek için önlerinde engel olmaz. Open Subtitles ميزتنا الوحيدة هنا هى التسلل بمجرد ان يعرفوا اننا فى المكان لا شىء يمنعهم من قتلها
    Kıyılarda yer alan avcıları geçtikten sonra doğdukları ırmağa varmalarını engelleyecek çok az şey vardır. Open Subtitles بمجرّد اجتيازهم هؤلاء المفترسون الساحليون فلا يمنعهم من وصول نهر موطنهم شيء
    Geçen gece sizi takip edenler her kimse aynı şeyi bir daha yapmalarını ne engelleyecek? Open Subtitles أياً كانوا مَن سعوا وراءكم ليلة أمس، ما الذي يمنعهم من إعادة الكرة؟
    Sen bunu sorgularsan, aynı şeyi onların da yapmayacağı ne malum? Open Subtitles إذا كنت تشكك به فما الذي يمنعهم من فعل نفس الشيء؟
    Kimse onların dışarı çıkmalarını engellemiyor. Kapılar, az önce kullandığınız gibi,... ..içeride heryerdeler. Open Subtitles لا احد يمنعهم من المغادرة كالابواب التي اعتدت استخدامها
    Onları yönetimi devirmekten alıkoyan tek şey; nükleer karşılık görme tehlikesi. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمنعهم من عزل الحكومة كلياً. هو الخوف من رد نووي.
    Görünüşe göre, bu Çoğalıcıların ana kodunda yaratıcılarına zarar vermelerini imkansız kılan bir kanun var. Open Subtitles يبدو أن الريبليكيتورز لديهم قانون ضمن شفرتهم الأساسية يمنعهم من مهاجمة صانعيهم
    Bunların yerine hastalarımıza birer bilezik veriyoruz düzeylerine göre onların asansörü kullanmalarına ve binadan çıkmalarına engel oluyor. Open Subtitles يرتدي المقيمين اساور تمنعهم من ذلك مما يمنعهم من ركوب المصعد او مغادرة المبنى اعتمادا على مستوى حالاتهم
    Diyorum ki İngiltere şimdi dönecek olursa o hisarı ele geçirmelerine engel olacak hiçbir şey yok. Open Subtitles ما أقصده لو أردت إنكلترا العودة الآن ليس هناك أي شيء يمنعهم من السيطرة على ذلك الحصن
    Birbirlerini öldürmelerine engel olacak biri. Open Subtitles شخصا يمنعهم من قتل بعضهم البعض
    Tabii ki bu durum, içki parası için beni yolmalarına engel değildi. Open Subtitles "بالطبع، لم يمنعهم ذلك من طلبهم نقوداً منّي للجعّة"
    Bu, çocuklarına hediye alması için bir engel değil. Open Subtitles لم يمنعهم ذلك من شراء الهدايا للأطفال.
    - Bir tanesinin İnternet'e yüklemesini engelleyecek kadar değil. Open Subtitles ليس بالقدر الكافي الذي يمنعهم من وضع ذلك الفيديو على الأنترنت
    Mıntıka'dan bir kız Capitol'a başkaldırıp zarar görmeden kurtulabiliyorsa aynını onların yapmasını engelleyecek ne var ki? Open Subtitles الكابيتول . ورحلت دون أذى ماذا اذاً يمنعهم من فعل الشئ ذاته؟
    Ona ihanet ettikleri gibi sana da etmeyecekleri ne malum? Open Subtitles مالذي يمنعهم من الانقلاب عليك بالطريقه التي انقلبوا فيها عليه
    Bir gece gelip de elimi kolumu bağlamayacakları ne malum? Open Subtitles ما الذي يمنعهم من القدوم بالليل لشقتنا وربما يربطوني؟
    Fakat bu yine de haftada üç kez, yemeğime peynir koymalarını engellemiyor. Open Subtitles ولكن هذا لم يمنعهم من "وضع الجبن في طعامي لثلاث مرات أسبوعيًا"
    Kimse onları engellemiyor. Open Subtitles لا أحد يمنعهم
    Onları pislik gibi davranmaktan alıkoyan tek şey ödlek olmaları ve yakalanmaktan korkmaları. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يمنعهم من أن يتصرفوا مثل الخنازير الواقع هو أنهم يخفون مثل الجبناء أرتكب الخطأ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus