"ينبغي ان" - Traduction Arabe en Turc

    • gereken
        
    • gerekiyor
        
    • gerektiği
        
    • gerekirdi
        
    • gerektiğini
        
    • iyi olur
        
    • gerekmez
        
    • gerekmiyor
        
    • etmeliyim
        
    • gerekiyordu
        
    • olmalı
        
    Ancak güneş doğduğunda, hepimizin geri dönmesi gereken bir hayatı var. Open Subtitles لكن عندما تشرق الشمس لدينا جميعا حياة ينبغي ان نتعايش معها
    "Babamız olması gereken bu garip adamı bir daha görebilecek miyiz?" Open Subtitles هل سنرى هذا الرجل الغريب مرة اخرى؟ ينبغي ان يكون ابونا
    Dünya vatandaşı olarak görevlerimiz olduğunu bilmemiz gerekiyor. İnsanların eğitimi ile ilgilenmemiz TED ينبغي ان نعرف أن علينا مسئولية كمواطنين عالميين في هذا الكون. ينبغي ان ننظر لتعليم
    Yani, tanığın bu telefon konuşmalarını göz önünde bulundurarak ifadesini almamız gerektiği anlamına geliyor. Open Subtitles يعني بأننا ينبغي ان نسمح بعرض الشهود بيان سابق لمحتويات تلك المكالمات الهاتفيه
    Kesinlikle olmaması gerekirdi... ama bilirsiniz, oldu işte. Open Subtitles احد الاشياء التي لا ينبغي ان لا تحدث لكن لعلمك لقد حدثت
    Kulenin neden eğildiğini ve bütün akla uygun binaların neden eğilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyor. Open Subtitles محاولة لتوضيح سبب ميله و لماذا ينبغي ان تكون كل المباني السليمة مائلة
    Gidip kontrol etsem iyi olur. Alvey sakinleştiğinde seni arar. Open Subtitles ينبغي ان اذهب لأتفقدهم , الفي سيتصل بك عندما يهدأ
    Alt tarafı bir poker oyunu canım. Bu kadar suçluluk duyman gerekmez. Open Subtitles انها مجرد لعبة ورق عزيزي لا ينبغي ان تشعر بكل هذا الذنب
    Şimdiye kadar varmış olmamız gerekmiyor muydu? Open Subtitles اعتقد انه حسب قولك ينبغي ان نكون قد وصلنا الان
    Alzheimer Hastalığı, düzgün bir şekilde katlanmış olması gereken bir proteinin, bir tür karışmış origami şeklinde yanlış olarak katlanması sonucu başlıyor. TED مرض النسيان يبدا حين يغير بروتين ينبغي ان يكون مطويا بشكل صحيح ليتمحور الي نوع من المنظومة الجنونية
    Sanırım, olabileceğimden daha iyi olmama yardımcı olan, bazı şeyler var. Olmam gereken olamadığımı biliyorum. TED هنالك بعض الأشياء ساعدتني, اعتقد, جعلتني افضل مما كنت. أعلم انني لست ما ينبغي ان اكون عليه,
    Bu adam beni, çoktan yapmam gereken bir şeyi yapmaya zorluyor. Open Subtitles لقد الهمني ذلك الرجل لأن افعل شيئاً كان ينبغي ان افعله منذ وقت طويل
    Birinin sadece yayın çalışmalarından sorumlu olması gerekiyor. Open Subtitles ينبغي ان يكون هنا رجل مكرّس للعمليات البثيّة وماذا هو مكرس له؟
    Hank'in okuluna devam etmesi gerekiyor. Open Subtitles انه ليس هذا, انت تعرفين, ينبغي ان يعود للدراسه
    Neye bakmamız gerekiyor be? Dur. Open Subtitles ماذا بحق الجحيم ينبغي ان نبحث عنه ؟ انتظر
    Polisler için sürekli yapıyorum ve her seferinde bir şey sakladığımı sanmasınlar diye kahvede onlara eşlik etmem gerektiği gibi bir hisse kapılıyorum. Open Subtitles انا قمت باعدادها لرجال الشرطة ومن ثم في كل مرة انا اصنع ابريق اعتقد انه ينبغي ان ابقى واتناول الكوب معهم
    Neden helikopterim henüz gelmedi? Herşeyin 15 dakika da hazır olması gerekirdi. Open Subtitles لماذا لم تصل الهيلوكبتر لحد الآن كان ينبغي ان تصل هنا خلال 15 دقيقة
    Pekala, birlik olmamız gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles حسناً ، اعتقد انه ينبغي ان نبقى قريبين من بعضنا
    Bu gece yalnız kalmasan iyi olur. Mesaimi erken bitireceğim. Open Subtitles لا ينبغي ان تكون وحيداً الليلة سأنهي عملي بوقت مبكر
    Bütün garnizonu ayağa kaldırman gerekmez. İşi kendim yaptım. Open Subtitles ماكان ينبغي ان تأتي بالحامية كلها ، لقد قمت بالمهمة لوحدي
    Senin biraz yakınlaşmaya çalışman gerekmiyor mu? Open Subtitles الا ينبغي ان تكون تعرف .. تحاول ان تكون اكثر قربا وحميمية ؟
    Neden burada buluştuğumuzu söyleyecek misin yoksa tahmin mi etmeliyim? Open Subtitles لندن منذ 8 أشهر سوف تخبرني لما طلبت مني مقابلتك هنا, أم ينبغي ان احزر؟
    İç kanama geçirmesi gerekiyordu ama hiçbir morluk ve kan toplağı yok. Open Subtitles كان ينبغي ان ينزف داخلياً لكن هناك صفر و ليس ورم دموي
    Yerel insanlar vahşi yaşamın yüzleştiği zorluklara çözüm üretmede ön sırada olmalı. TED ينبغي ان يكون السكان المحليون في طليعة الحلول الموضوعة لمواجهة التحديات التي تتعرّض لها حياتهم البرّية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus