Hayır, dur bakalım. Gün daha bitmedi. Gece günün bir parçasıdır. | Open Subtitles | لا, إحتفظ بهم فاليوم لم ينتهى بعد الليل جزء من اليوم |
- Bu bittiğinde sen de biteceksin, seni küçük pislik! | Open Subtitles | ـ عندما ينتهى هذا, وأنت أيضا أيها الأحمق ـ حسنا |
Bence bu iş bitene kadar sen de unutmalısın onu. | Open Subtitles | وأعتقد أنه حتى ينتهى هذا الامر فيجب عليك نسيانها أيضا. |
Eğer birisi geride kaldıysa bu şeyin sonu gelmiş demektir. | Open Subtitles | ربما يكون ذلك كل ما يتبقى عندما ينتهى هذا الشئ |
Stephanie'ye çıkma teklif edersen, yine aynı şekilde biter. Değişmedin. | Open Subtitles | اذا دعوتها للخروج يا فتى سوف ينتهى الامر بنفس الطريقة |
- Ya kızım? Hepsi bitince haber alacaksın - o kadar dayanırsan. | Open Subtitles | سوف نتصل بك عندما ينتهى هذا الامر اذا وصل الى هذا الحد |
Bütün bunlar yakında son bulacak ve törene devam edeceğiz. | Open Subtitles | يجب ان ينتهى كل هذا قريبا ثم نعود إلى الطقوس |
Bay Randall, tüm bunların daha iyi bir şekilde sona ermesini diliyorduk. | Open Subtitles | سيد راندل، كنا نتمنى أن ينتهى ذلك على نحو أفضل يا سيدى. |
Ne zaman biriyle yakınlaşsan, sonu kötü bitiyor. | Open Subtitles | كل مرة تدع شخصاً يقترب منك ، فإن الأمر ينتهى سيئاً |
- Sen karışma Jill. - Bu haberi girdiğimde, Durant bitecek. | Open Subtitles | ابتعدى عن هذا جيل عندما انشر هذا فان ديورانت سوف ينتهى |
Bu insanların benimle konuşmak istemelerini seviyorum. Sezon bittiği zaman... - Ne? | Open Subtitles | مثل هؤلاء الناس يريدون التحدث معي .. اسمعي ، عندما ينتهى الموسم |
Bu daha bitmedi çünkü nereye gittiğini bilmiyorsun ama ben biliyorum. . | Open Subtitles | لم ينتهى لأنك لا تعلم أين ستذهب و أنا أعلم أين ستذهب |
Bırakın artık, Bayan Reynolds. Parti daha bitmedi. Siz de eğlenin. | Open Subtitles | اتركى هذا يا سيدة رينولد, ان الحفل لم ينتهى بعد,متَعى نفسك |
Bu iş bittiğinde, yemin ederim, benimle tanıştığın güne lanet edeceksin. | Open Subtitles | عندما ينتهى هذا الأمر ، ستندم على اليوم الذى إلتقيتنى فيه |
Aslına bakarsan, saatin geri sayması bitene kadar hayatta kalmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | في واقع الأمر، أنصحك بأن تبقى حياً حتى ينتهى العد التنازلي اللعين |
sonu kaçıklar bölümü olurdu ve... | Open Subtitles | ثم ينتهى به المطاف ملقىً بمستشفى الأمراض النفسية |
O blok orda durur ve 60 yıl boyunca yanar sonra da biter. | TED | و يبقي هناك فقط ويحترق لمدة ستين سنة ، وبعد ذلك ينتهى . |
Monroe'yu bulmaya yardım etmek için elimden geleni yaparım ama bu iş bitince... anladınız işte, daha derin bir konuşma... | Open Subtitles | سافعل ما استطيع للمساعده فى ايجاد مونرو ولكن عندما ينتهى هذا سيكون عليكم اخبارى بالمزيد انتم تعلمون , المزيد عن |
Bu yolda yürümeye devam edersen, aynı yerde son bulacaksın. | Open Subtitles | عندما تستمر فى نفس الطريق ينتهى الأمر فى نفس المكان |
Hazır. Bu sınıf sona ermeden hâlâ genç olmamızı istiyorum. | Open Subtitles | بسرعة يا ناس، أريد البقاء شاباً عندما ينتهى هذا الفصل. |
Hayır, içinden geçeceğiz. Yol burada bitiyor. | Open Subtitles | لا، بل علينا عبوره من الداخل فالممشى ينتهى هنا، |
"Herşey birkaç dakikada bitecek" ne demekti? | Open Subtitles | ماذا تعني، بأن كل شيء سوف ينتهى بعد دقائق؟ |
Bunu yılda iki yada üç aylığına yaparım, ama sezon bittiği zaman, ben... küçük bir dükkanda babama yardım ettiğim işime dönerim. | Open Subtitles | لو اننى اعمل فى هذا لمده شهرين او ثلاثه فى العام وعندما ينتهى الموسم , اعود الى العمل فى محل صغير كمساعد لوالدى |
Acın daha da kötüleşecek, ama hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | سيزداد فقط الألم سوءاً.. ولن ينتهى أبداً |
Kavgaya ayırmaya çalışan adam her zaman sonunda göğsüne bıçağı yer. | Open Subtitles | الرجل الذى يحاول فض الشجار ينتهى بة الامر بسكينة فى صدره |
Bu bitmeden önce, sen de tıpkı bu at gibi olacaksın. | Open Subtitles | وقبل أن ينتهى المشهد ستكون مثل هذا الحصان |
Şu iş bittikten sonra sanırım doğduğum vadiyi görmeye gideceğim. | Open Subtitles | عندما ينتهى الأمر ، أريد رؤية الوادى الذى ولدت به. |