Hastaların içinde gazlı bez unutur sonrada yanlış saydı diye hemşireleri suçlar. | Open Subtitles | هو ينسى اسفنجات داخل المرضى ثم يلوم الممرضات إذا اخطئوا في العد |
Paylaştığımız yazıları ya da sosyal ağ sitelerinde yaptıklarımızı unuturuz. Ama Internet unutmaz. | Open Subtitles | أو الإضافات التي نكتبها في مواقع التواصل الإجتماعي ولكن الإنترنت لا ينسى أبداً |
Devasa hamamböceği saldırmadan önceki o sesi kim unutabilir ki? | Open Subtitles | من يستطيع أن ينسى ذلك الصوت قبل هجوم الصرصور العملاق |
İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır. | Open Subtitles | الرجل فقط يريد أن ينسى الأشياء السيئة و يؤمن فقط بالأشياء الجيدة |
İnan bana, o gün onu kurtarmaya çalışanlar bunu unutmayacak. | Open Subtitles | صدقينى، كل من حاول انقاذه فى هذا اليوم لن ينسى |
Ama hoşnutluk duyuyorum ki Akhilesh senin şirketin olmasına rağmen değerlerini unutmadı. | Open Subtitles | ولكنني سعيد انه على الرغم من مرافقتك الا انه لم ينسى قيمه |
Evet, sen işlemleri uzat, herkesin olanları unutmasını mı umut ediyorsun? | Open Subtitles | نعم، تُماطِل في العملية و تتمنى أن ينسى الجميع ما حصَل؟ |
Hikaye 1983 yılının unutulmaz baharında başlıyor. | Open Subtitles | هذه القصة بدأت في فصل ربيع 1983 الذي لا ينسى |
Başağrıları önergelere benzer ağrı diner dinmez unutur gidersin. | Open Subtitles | ينسى بمجرد انتهاء الالم هل لديك بعض الاسبرين؟ |
Kısmen yalan söyleyenler, gerçeği nereye koyduğunu unutur. | Open Subtitles | والرجل الذى يخفى الحقيقة بمرور الوقت ينسى هذه الحقيقة |
Babası çek yollamayı çoğunlukla unutur. | Open Subtitles | فى كثير من الأحيان ينسى أبوها إرسال الشيك, |
Sudan bile daha yaşlı, ama asla martiniyi unutmaz. | Open Subtitles | وهو أقدم من المياه، ولكن لا ينسى أبدا مارتيني. |
Anılar yok olup gider, ama "Google arama" asla unutmaz. | Open Subtitles | تضعف الذاكرة لكن مؤشر البحث جوجل لا ينسى |
Herkes parasını unutabilir, ben de yaptım. | Open Subtitles | لا عليكِ , من الممكن لشخص ان ينسى نقوده , حتى انا انساهم احياناً انا اعرف لكن.. |
Ve Fort Bragg'daki Noel'i kim unutabilir? | Open Subtitles | ومن بامكانه ان ينسى الكريسماس فى فورت براج |
Memphis'e geri döndü. İkimizi de unutmak istiyor galiba. | Open Subtitles | لقد عاد إلى ممفيس أعتقد أنه يريد أن ينسى كلينا |
Fakat, çizgideki o kadınlardan hiçbiri o günü unutmayacak. ve bizi geride bırakıp giden hiçbir çocuk o günü unutmayacak. | TED | لن تنسى أي امرأة في ذلك الصف ذلك اليوم، كما لن ينسى ذلك الصبي الصغير الذي تجازنا ذلك اليوم. |
Bay Gillis hanımefendinin yılbaşı partisini unutmadı umarım. | Open Subtitles | السيد غيليز لم ينسى حفلة السيدة بمناسبة رأس السنة الجديدة؟ |
Bunu yazan bir adam gerçekten de birkaç saat önceki hareketlerini unutmasını gerektirecek kadar nahoş bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | الرجل الذي كتب هذا يخفي عملا بشعاّ قام به وجعله ينسى الأحداث التي جرت خلال سويعات قليلة |
Kral'ın doğum gününün unutulmaz bir olay olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد عيد ميلاد الملك أن يكون حدثا لا ينسى |
Stan'in 9 yıl önce takımı şampiyonluk yarışındayken sezon ortasında bırakışını unutmamış. | Open Subtitles | على ما يبدوا أنه لم ينسى طريقة ترك ستان الفريق في منتصف عالم البطولة منذ تسع سنين مضت |
Aditi'nin babasının Jai'ye, Aditi'yi unutması için çek verdiği gün. | Open Subtitles | حيث يعرض والد اديتي شيكا بمبلغ مليون دولار على جاي لكي ينسى اديتي |
Fakat kadın her şeyi unutmaya başIıyor, belki erkek de unutacak. | Open Subtitles | و الآن بدأت هي نسيان كل شيءٍ جميل كان بينهما و من الممكن أن ينسى هو أيضاً |
İkimiz için de unutulmayacak bir anı oldu. Bence o daha çok sohbetimizi ve bakış açılarımızı hatırlayacak. | TED | هو لن ينسى الأمر ولا أنا أيضًا، لكن أعتقد أنه سيتذكر المزيد من حوارنا ووجهات نظرنا المختلفة. |
Herşeyi unutan bir adam,On beş dakikada beni öldürmeyi planlıyor. | Open Subtitles | المصاب بهذا المرض ينسى كل شيء بعد مرور 15 دقيقة |
Demek istiyor ki, arabasını nereye park ettiğini unutmuş olduğu böyle bir zamanda. | Open Subtitles | يقصد بوقت كهذا عندما ينسى اين اوقف سيارته |