"ينص" - Traduction Arabe en Turc

• der
• belirtiyor
• diyor
• yazıyor
• kanun
• ifade
• madde
• şartı
• kanunu
• anlaşma
• belirten
• söyleyen
• yönetmelik

Protokolde der ki, eğer yanlış birşey olursa SGC'ye döneriz.
البرتوكول ينص على إذا حدث شيء سيء نعود الى القاعدة

Uluslararası hukuk belirtiyor ki o torba Birman topraklarının bir parçasıdır.
ينص القانون الدولي على أن الحقيبة هي جزء من الأرض البورمية

Ve yeni el kitabı diyor ki, dalgıç yardımsız kalkmalı.
و كتيب التعليمات الجديد ينص على وقوف الغواص دون مساعدة

Alanda çalışanlarının kurallarının bulunduğu bir yönetmelik var, Sanırım 40. ya da 41. imtiyazsız, herkesi yargılayabilme yetkimin olduğu yazıyor.
نظام تفويض العمليات الميدانية رقم 40 و41 ينص على أن لى حق إمتياز قضائى

Gitsene, yıldızlarla dans et. Hiçbir kanun burada kalman gerektiğini söylemiyor.
اذهب إذاً، ارقص مع النجوم لا قانون ينص على ضرورة بقائك

Savunma Bakanlığı'nın doğrudan... ..Savunma Bakanı'ndan özel izin almasını gerektiren, bu direktifler, halihazırda mevcut olmayan bütün yanıtları ifade eder.
ينص بأن لكل الردود الغير عاجلة، يجب أن تحصل وزارة الدفاع على الاذن بالتدخل من وزيرِ الدفاع مباشرة

Oraya, ben ölürsem Ray adlı biriyle evlenemeyeceğine dair madde koyalım.
علينا إضافة بند ينص أنني إذا مت فأنت لا تستطيعين الزواج من شخص يدعى راي

Tanınmış bir oyuncunun kontratındaki eşitlik şartı bu rolleri içinde yaşadıkları dünyayı yansıtmaları için koşula bağlayabilir.
إدارج النجوم لملحق مساواة في عقودهم يمكن أن ينص على أن تلك الأدوار يجب أن تعكس العالم الذي نعيش فيه فعلًا.

Kepler'in ilk gezegen hareketleri kanunu basitçe:
القانون الأول لكيبلر لحركة الكواكب ينص على الآتى :

anlaşma, biyolojik anne-babanın çocuklarını görme haklarını terk etmek zorunda kalacaklarını belirtiyor, yoksa...
القرار ينص على آباء الولادة يجب أن يتخلوا عن حقهم بالزيارة ، إلا

ABD Adalet Bakanlığı geçenlerde, New York eyaletindeki çocuklar için hücre cezasının kaldırılacağını belirten bir rapor yayınladı.
أصدر النائب العام الأمريكي مؤخراً تقريراً ينص على إيقاف الحبس الإنفرادي في ولاية نيويورك للأحداث.

Yönetmelikte, yönetmelik çalmanın yasal olmadığını söyleyen hiç bir şey yok.
لايوجد شيء في الدستور ينص على ان سرقة الدستور غير قانوني

Newton der ki; duvar da size karşı eşit ve ters bir kuvvet uygular.
وقانون نيوتن ينص على أن الجدار سيبذل قوة في الإتجاه المعاكس مساويه و معاكسة

Kasaba tüzüğü der ki; Acil durumlarda; şovu ben yürütürüm.
دستور المدينة ينص على إن كانت هناك حالة طارئة ، فأنا من يترأسها

Kanunlar idam sırasında olanların farkında olmalı der.
ينص القانون بأن عليه أن يعرف بأنه يُعدم،

Ve yasalar tanığın adını vermeniz gerektiğini belirtiyor.
والقانون ينص عن ضرورة الإفصاح باسم الشاهد

Sabah geri gelin. Bakalım yasalar ne diyor.
أرجع إلي في الصباح وسنأخذ بالأعتبار ما ينص عليه القانون

Burada, onun evine bir daha gelirsem köpekleriyle tanışacağım, diyor.
ينص على إذا إقتربت من منزله مجددًا فسيتسنى لي مقابلة كلابه

Orada, eğer hayvanlar içinse lisans gerekmediği yazıyor.
النموذج الذى ينص على أنه لا يحتاج لترخيص إذا كانت الادوية للحيوان

Yaşlı adamlar artık işin altından kendileri kalkamaz hale gelmişse, onları postalayabileceğini söyleyen bir kanun var.
هنالك قانون ينص على أنه عندما يعجزُ المتقدمون في السن عن العمل يمكن إرغامهم على التوقف سواء أأعجبهم ذلك أم لا

Bağımsızlık bildirimiz, bizim haklarımızı korumayı, hükumetleri insanların kurduğunu ifade etmektedir.
إعلان الاستقلال ينص على أنه لتأمين حقوقنا تمت إقامة الحكومات

Diğer yatırımcıyla olan anlaşmamız kızının filmde oynayacağını şart koşan bir madde içeriyordu.
يتضمن بند , ينص على أن تكون أبنته جزء من الفيلم

Anlaşmamızda geri iade şartı yoktu.
ينص الاتفاق بشكل واضح على عدم الاسترجاع

Boyle kanunu der ki, sabit bir sıcaklıkta ideal hapsedilmiş bir gazın hacmi, basınçla ters orantılı değişir.
قانون بويل ينص على انه فى ظل الحرارة الثابتة يختلف حجم الغاز طرديا مع ضغطه

anlaşma, Buz ve senin aranda adil bir kavga.
الأتفاق كان ينص على معركة عادلة بينك وبين ايس

Böyle birş eyden kesinlikle kaçınmamızı belirten kuralın olmasaydı.
لولا شرطك الذي ينص على تجنب هذا الأمر مهما كان الثمن