"يوجد سبب" - Traduction Arabe en Turc

    • gerek yok
        
    • bir sebep yok
        
    • sebebi yok
        
    • nedeni yok
        
    • bir sebebi var
        
    • için bir neden yok
        
    • nedeni var
        
    • bir şey yok
        
    • sebebi vardır
        
    • bir durum yok
        
    Herkese Kuzey Kutbu'nu anlatmaya gerek yok. Open Subtitles لا يوجد سبب لأخبار الجميع عن القطب الشمالى
    Başka kimseyi öldürmeye gerek yok. Open Subtitles لا يوجد سبب لقتل اى شخص هنا و لم يسئ احد اليك.
    Özür dilerim, gereksizdi. Üzgün olmak için bir sebep yok. Open Subtitles آسف ، إنّه غير عقلاني لا يوجد سبب لتكون حزيناً
    Bu eşli sistemin sınıfın dışına taşınmaması için bir sebep yok. TED لا يوجد سبب لترك تعليم الانداد لبعضهم خارج فصول الدراسة
    sebebi yok. Sadece korkuyorum. Emin olan sizsiniz. Open Subtitles لا يوجد سبب أنا فقط خائفة انت من تبدو متأكدا
    Bana neden seni aldığımı sormuştun, ben sana nedeni yok demiştin. Open Subtitles ثم سألتني لماذا اصطحبتك معي وأجبتك أنه لا يوجد سبب لذلك
    Neden onun klinik deneyini yönetecek bir araştırmacı istemediklerinin bir sebebi var. Open Subtitles أنت في ورطة كبيرة يوجد سبب ما في أنهم لا يريدون بحث ابتدائي يتولى عملية البحث الطبي
    Akraba olmayan iki kişinin kapması için bir neden yok. Open Subtitles لا يوجد سبب منطقي لأن يعاني منه شخصان غير مرتبطين
    Nazikçe söylemeye çalışıyorum ama çocuklarının beş para etmez tipler olmasının bir nedeni var. Open Subtitles أتعلم لقد كنت أحاول أن أقول هذا بطريقة حسنة و لكن حسناً يوجد سبب لكون أولادك فاشلين
    Korkmanıza hiç gerek yok. Open Subtitles لا يوجد سبب لتكونى خائفة أيتها السيدة الصغيرة
    Kendi hayatımı mahvetmiş olabilirim ama onların hayatını da mahvetmeme gerek yok. Open Subtitles ربما انا أفسدت حياتي لكن لا يوجد سبب لإفساد حياتهم
    Bu dövüşte ikimizin de canının yanmasına gerek yok. Open Subtitles يا رجل ، لا يوجد سبب لأن يتأذي واحد منا في هذه المباراة.
    O halde onunla konuşmamıza gerek yok. Hala mantar olasılığını elemedik. Open Subtitles لذا لا يوجد سبب لنتحدث معه مازلنا لم نستبعد الفطريات
    Yarın Amerika'daki her sınıfta bunun olmaması için bir sebep yok. TED لا يوجد سبب لعدم حدوث هذا الشئ في كل فصول الدراسة في أمريكا يوم غدا
    Aslında bu şekilde yaşamına devam etmemen için bir sebep yok. Open Subtitles أتعرفى لا يوجد سبب فى ان لا تستمرى فى العيش بالطريقه التى انتى فيها
    Hayır, fakat taşıyıcıları başka yere nakletmeleri için hiç bir sebep yok. Open Subtitles لا , سيدى . لكن لا يوجد سبب منطقى للاميريكيين لكى يحركوا حاملاتهم
    Neden beraber çalışamadığımızın sebebi yok. Open Subtitles لا يوجد سبب واحد يجعلنا لا نستطيع العمل معاً
    Benim beklediğim gibi onun da 21 yaşına kadar beklemesinin hiçbir nedeni yok. Open Subtitles و لا يوجد سبب لكي تنتظر لغاية سن 21 مثلي
    - Ayakta duracağım. - Seni bekliyordum. - Burada olmanın bir sebebi var. Open Subtitles لقد تم إرسالي كنت أتوقع قدومك يوجد سبب لوجودك هنا
    Her neyse, dedektifte bilmek ister, uykusuzluk çekmemesi için bir neden yok. Open Subtitles على أى حال , لا يوجد سبب يمنع المفتش أن يكون لديه أرق أيضاً
    Birden fazla kortikosteroid vermememizin bir nedeni var. Open Subtitles يوجد سبب لعدم إعطاء جرعات متعددة من الكورتيكوستيرويد
    Korkacak bir şey yok! Bizi kimse incitemez. Open Subtitles لآ يوجد سبب لتخافى لن يؤذينا أحد بعد ألآن
    Uzay gemilerinde ulu orta ateş etmemenin bir sebebi vardır. Open Subtitles يوجد سبب لم لن تطلقى النار على مركبة فضائية
    İkimizin de kendini ateşe atmasını gerektirecek bir durum yok. Open Subtitles لا يوجد سبب لكلٍ منّا كي نربط أنفسنا بهذه القضية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus