"يوجد شيء لا" - Traduction Arabe en Turc

• hiçbir şey yok
• bir şey değil
• bir şey yoktur
• hiç bir şey
• hiçbir şey yoktur

yapıp, ulaşıp, olamayacağın hiçbir şey yok, sen muhteşem bir yaratıcısın, güçlü ve kesin burada olma arzunun sonucunda buradasın,
لا يوجد شيء لا يمكنك أن تصيره أو تفعله أو تحصل عليه أنت الصانع الرائع وأنت هنا بقوة إرادتك وخيارك أن تكون هنا

Tamamen zehirlisin. Öldüremeyeceğin hiçbir şey yok.
أنت مُسمم تماماً لا يوجد شيء لا يمكنك قتله

Biz birbirimize o kadar bağlıyız ki, ...üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok.
اقصد اننا مترابطين, لا يوجد شيء لا يمكننا عمله معاً.

Ama eski dünyadan kalma bir viskinin çözemeyeceği bir şey değil.
ولكنه لا يوجد شيء لا يمكن .إصلاحه بزجاجة عتيقة من الخمر

Baş edemeyeceğin bir şey değil. İyi de baş etmek istemiyorum! Düşünmem gereken bir ailem var.
لا يوجد شيء لا يمكنك التعامل معه لا اريد التعامل معه، لدي عائلة لأفكر بها

Gördüğünüz gibi zihin özgür olduğunda başaramayacağınız bir şey yoktur.
أترى ، إذا كان العقل حرّاً لا يوجد شيء لا يمكنكَ تحقيقه

Bu adamın yapamayacağı hiç bir şey yok.
لا يوجد شيء لا يستطيع هذا الرجل فعله سبب تأخير بسيطا هذا الصباح

yaşamın simbiyotik bağlantılarını anlayarak güçlenip gerçeklerin meydana gelmiş tabiatını rehber aldıktan sonra yapamayacağımız veya başaramayacağımız hiçbir şey yoktur.
مسلحين بفهمنا للروابط التكافلية في الحياة مـُوجّهين بالطبيعة الناشئة للواقع, لا يوجد شيء لا يمكننا تحقيقه.

Güvenini tekrar kazanmam gerektiğini biliyorum, ama halledemeyeceğimiz hiçbir şey yok, değil mi?
أعرف أن علي إستعادة هذه الثقة، ولكن لا يوجد شيء لا نستطيع أن نتخطاه، صحيح؟

Ve onları geri getirebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
لا يوجد شيء لا شيء يمكن أن نفعله هو أن يذهب لاعادتهم.

E- posta, mektup falan, hiçbir şey yok.
أمضيت طوال اليوم أفتش في أغراضها لا يوجد بريد, لا يوجد شيء لا رسائل, لا بريد, لا شيئ

Y-a-t-a-kta bana yapmasına izin vermediğim hiçbir şey yok.
أنا جميلة. لا يوجد شيء لا أدعه يفعله في الفراش.

Fikir birliği ettiğimizde başaramayacağımız hiçbir şey yok.
عندما نكون أنا وأنت على وفاق لا يوجد شيء لا يمكننا القيام به بعد

Halledemeyeceğim bir şey değil. Ödül sende değil. Anlaşma anlaşmadır.
لا يوجد شيء لا أستطيع إصلاحه أنت لم تحصل على الجائزة الإتفاق هو إتفاق

Ama temizlenemeyecek bir şey değil.
و لكن أنظري لا يوجد شيء لا يمكن لخرطوم المياه إصلاحه

- Hayır. Demek istediğim, halledemeyeceğim bir şey değil.
لا، أعني، لا يوجد شيء لا يمكنني التعامل معه.

Artı, bu benim hoşlanmadığım bir şey değil.
بالاضافة الى ذلك، لا يوجد شيء لا أحب حول لي.

Planlama gerekecektir ama arabada yapamayacağım bir şey değil.
هذا سيحتاج إلى بعض التخطيط و لكن لا يوجد شيء لا يمكنني فعله في سيارتي

İki günlük zencefilli kurabiyenin düzeltemeyeceği bir şey yoktur.
لا يوجد شيء لا تستطيع عليه كعكة الزنجبيل القديمة من يومين إصلاحه