"يوجد شيئ" - Traduction Arabe en Turc

    • şey yok
        
    • bir şey var
        
    • hiçbir şey
        
    • bir şey yoktur
        
    • birşey yoktur
        
    Desi, bu gezegende bütün avansımıza değecek hiçbir şey yok. Open Subtitles ديزي لا يوجد شيئ على هذا الكوكب يساوي قرضنا بالكامل
    Her şeyin mahvolmasını izlemekten başka yapacak bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيئ نفعله الان سوى مشاهد الجميع يفجرون انفسهم
    TV'de bir şey yok ama film kiralayabiliriz. Open Subtitles لا يوجد شيئ على التلفاز لكن يمكننا الذهاب لإستئجار فيلم.
    Başlamadan önce, senin hakkında bilmem gereken bir şey var mı? Open Subtitles قبل ان نبدأ هل يوجد شيئ يجب ان اعرفه عنك ?
    Sadece olayların içinde kendini akışa bırakır ve hiçbir şey yapamazsın ya. Open Subtitles وانك انت فقط مسيرة ولست مخيرة ولا يوجد شيئ يمكنك فعله ؟
    Bak, Bayım, eminim sizi affetmemi gerektirecek bir şey yoktur. Open Subtitles أنظر سيدي, أَنا متأكّدُ أنه لا يوجد شيئ أغفره لك
    Sharkboy ve Lavagirl diye birşey yoktur. Open Subtitles لا يوجد شيئ اسمه الفتى القرش وفتاة الحمم
    Böyle bir şey yok. Gücün fazlası olmaz. Open Subtitles لا يوجد شيئ مثل هذا لا احد لديه طاقه كافيه
    İkinci kişi olduğunu sanıyorsun ve yapabileceğin hiçbir şey yok. Open Subtitles لا تهرب من المحادثه بقولك أنك الرجل الثانى ولا يوجد شيئ تستطيع فعله
    Şu an Lowell için yapabileceğin bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيئ تستطيعي فعله للويل الان متأخر جدا
    Bana söyleyebileceğin bir şey yok, her şeyi kalbimde zaten biliyorum. Open Subtitles لا يوجد شيئ يمكن أن تخبرني به يخالف ما يؤمن به قلبي
    Çünkü iyileştirecek bir şey yok. Biz hasta değiliz. Open Subtitles لانه لا يوجد شيئ ليعالجونه, لا يوجد عيب بنا
    Doğada bu zehrin bu kadar yüksek olduğu bir şey yok. Open Subtitles لا يوجد شيئ طبيعي مع ذلك المعدل من تركيز السم.
    Dostum, hayatında adına öldüreceğin hiçbir şey yok mu? Open Subtitles يا صديقي ألا يوجد شيئ في حياتك لكي تضحي من أجله
    Aileler arasında bağlantı kuracak bir şey yok. Open Subtitles وحتى الآن لا يوجد شيئ يربط بين العائلات إنتماءات سياسية مختلفة
    Bu yapıda özel bir şey var -- sıra -- yaşayan bir canlının içinde. TED يوجد شيئ مميز يتعلق بالبنية، وهو الترتيب داخل الخلية الحية.
    Evet, gözünde bir şey var. Çıkarmamı ister misin? Open Subtitles يوجد شيئ ما في عينيكِ هل تدعينني أخرجه لكِ؟
    Evet, kirpiğinde bir şey var. Almamı ister misin? Open Subtitles يوجد شيئ ما في عينيكِ هل تدعينني أخرجه لكِ؟
    Böyle bir tavra karşılık hiçbir şey. Bu korkunç. Open Subtitles لا يوجد شيئ نستطيع فعله في هذه الحالة المثيرة للشفقة
    Büzüşmüş bir penisin ucundan sarkan deniz yosunundan daha romantik bir şey yoktur. Open Subtitles لا يوجد شيئ أكثر رومانسية من طحل بحريي عالق بقضيب ذابل و بارد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus