"يولد" - Traduction Arabe en Turc

    • doğmamış
        
    • doğmadı
        
    • doğmadan
        
    • doğuyor
        
    • doğduktan
        
    • doğmasını
        
    • doğana
        
    • doğmuş
        
    • doğması
        
    • doğduğu
        
    • doğdu
        
    • doğmaz
        
    • doğurur
        
    • doğmayacak
        
    • dünyaya
        
    O doğmamış çocuk gibi, onlar da benim bir parçam ve o pis ellerini torunuma sürmene izin vermeyeceğim. Open Subtitles إنهم جزء مني.. كما هو الطفل الذي لم يولد جزء مني.. ولن اسمح لك بوضع يدك القذرة على حفيدي
    Yani tam olarak bu gezegende doğmadı diye, hiçbir hakkı yok, öyle mi? Open Subtitles إذن لأنه لم يولد على هذا الكوكب ليس لديه أى نوع من الحقوق
    Charlie daha doğmadan kısa zaman önce boşandık. Deniz aşırı çalışıyor. Open Subtitles لقد تطلقنا منذ فترة وجيزة من قبل حتى أن يولد تشارلي
    P.T. Barnum haklıymış. "Her an bir gerzek doğuyor." Open Subtitles بارنوم كَانتْ صحيحةَ بقولها بأن كل دقيقة يولد مغفل جديد
    Çocuk doğduktan sonra, içimdeki şeytan tekrar uyanacak. Open Subtitles بعد أن يولد الطفل , الشيطان بداخلى سوف يستيقظ مرة أخرى
    Ve Tanrı 10 nesil Abram diye birinin doğmasını bekledi. Open Subtitles وانتظر الرب عشرة أجيال حتى يولد رجل يدعى أبرام
    Skoç viskidir. İskoçyada doğana İskoç denir. Open Subtitles الاسكوتش هذا مشروب , الرجل الذي يولد فى اسكوتلاندا يقال انه سكوتلاندى
    Belki de Claire'yi, Vega'yı, doğmamış çocuğunu bağışlamak, teklif için gayet yeterli. Open Subtitles الاصفاح عن كلير, ربما طفلك الذي لم يولد بعد لديه الكثير ليقدمه
    Bu evrimsel çatışma anneyi ve doğmamış çocuğu rahimde gerçekleşen biyolojik bir halat çekme yarışına sokar. TED صراع المصالح التطوري هذا، يضع المرأة وطفلها الذي لم يولد بعد في حرب شد وجذب بيولوجية، والتي تتم داخل الرحم.
    Henüz doğmamış bir kalbi ya da bu dünyadan ayrılmış bir kalbi kucaklamak yaşayan biri için en zor şeydir. Open Subtitles القلب الذي لم يولد بعد ،و القلب الذي غادَر أيضاً قلبُ الشخص الذي عليهِ أن يحتضن كل هذا .هو أصعب شيء، أعتقد هذا
    Ama bu bebeğin şimdiden 3 ebeveyni var hem de onu en çok kim seviyor diye birbirleriyle mücadele eden kişiler ve bebek daha doğmadı bile. Open Subtitles وهذا الطفل لديه ثلاثة آباء كاملين الذين يهتمون لدرجة القتال على من يحبه اكثر ولم يولد بعد
    David'in hiç doğum günü partisi olmamıştı çünkü hiç doğmadı. Open Subtitles لم يحظ دايفد بعيد ميلاد لانه لم يولد قط.
    Hilary'nin kardeşi aşırı dozdan. Jeremy'nin kardeşi de daha doğmadan ölmüş. Open Subtitles تناولت شقيقة هيلاري جرعة زائدة ومات شقيق جيرمي قبل أن يولد
    Şu anda birçoğunuz doğmadan önce kaybettiğimiz bir savaşa doğru gidiyoruz. Open Subtitles نحن على وشك خوض معركة خسرناها من قبل قيل أن يولد معظمكم
    Büyük bir ders günü olacak. Her dakika yeni bir enayi doğuyor. Biz de onların neyi varsa alacağız. Open Subtitles هناك رضيع يولد كل دقيقة، و سننالُ كلَ ما يحصلون عليه.
    Söyle bakalım, bebek doğduktan sonra, hemen gidecek misin, yoksa Noel'de sana da yer ayıralım mı? Open Subtitles اخبريني عندما يولد الطفل هل فقط سوف تبتعدين هل يمكن ان اتوقع مجيئك في عيد الميلاد
    Bebeğinizin Domuz Yılı yerine Köpek Yılı'nda doğmasını istediniz. Çılgınca geliyor. Open Subtitles أردت طفلك أن يولد في عام الكلب بدلا من الخنزير.
    Bebek doğana kadar dekore etme işini bekletmeliyiz. Open Subtitles علينا التمهّل في التزيين إلى أن يولد الطفل
    Çok erken yaştan itibaren bunun pratik ediliş şekli herkesin aynı yetenek ile doğmuş olması gerekliliğidir. TED وهم معتادون على هذا الامر منذ نعومة اظافرهم وهم يعتقدون ان الجميع يولد ولديه هذه الخاصية
    Küçük çocuğun çok çabuk doğması için dua edelim ya da çok geç. Open Subtitles دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان.
    Eğlencenin, enerji üretiminin, işin ve sağlık hizmetlerinin merkeziydi. Burası bebeklerin doğduğu ve insanların öldüğü yerdi. TED كانت مركز الترفيه ، انتاج الطاقة ، العمل ، مركز العناية بالصحة. حيث يولد الأطفال ويموت الناس.
    Ama ejderhadan hızlı bir at ne zaman doğdu? Open Subtitles لكنه لم يولد الحصان الذي سيكون اسرع من التنين ؟
    Çocuğumuz doğar doğmaz, bu kenti terk etmeliyiz. Open Subtitles حالما يولد الطفل فلا بد أن نغادر المنطقة
    A: "Şiddet, şiddeti doğurur. " B: "Her şey sona ermek zorundadır. " Open Subtitles العنف يولد العنف ب : كل الأشياء يجب أن تنتهى
    Hiçbir torunum, iğrenç bir yerde doğmayacak. Open Subtitles لن يكون حفيداً لي يولد في حظيرة في ذلك المكان المقرف
    dünyaya kimi fakir, kimiyse zengin geliyor. Bu adil değil! Open Subtitles ليس من العدل أن يولد أحدهم فقير والاخر غني

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus