| Bu ikisi, savaşta gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ وكأنهم كَانوا في حرب , الإثنان. |
| tatlı görünüyorlar... ama tadı zehir gibi. | Open Subtitles | يَبْدونَ حلوّينَ جداً، لكن الطعمَ مثل السمِّ. |
| Onlar o sırra ulaşmış görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ السِرُّ. |
| Kibar genç bir delikanlının süveteriyle ilgili dalga geçip, çocuk ağlayınca da ona gülmüş gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ مثل هم يُمْكِنُ أَنْ يُثيروا a شابّ مؤدّب حول بلوزه وبعد ذلك يَضْحكُ عندما يَبْدأُ البُكاء. |
| Bayağı etkilenmişe benziyorlar. Keşke bir de filimiz olsaydı. | Open Subtitles | يَبْدونَ معجبينَ، سيدي أَتمنّى بأنّنا كَانَ عِنْدَنا فيلُ. |
| Karadaki kalabalık bir koloni içinde olmaktansa, gökyüzünde çok daha rahat görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ أكثر بكثيرَ في البيت في السماءِ، مِنْ a حَشرَ مستعمرةً على الأرضِ |
| Bir uşağın tırnakları için fazla yıpranmış görünüyorlar. | Open Subtitles | - يَبْدونَ خشنَ نوعاً ما - لa كبير خدم. |
| - Birlikte çok hoş görünüyorlar. | Open Subtitles | تَدِينُني. - يَبْدونَ لطفاءَ جداً سوية... |
| Çok kızgın görünüyorlar. | Open Subtitles | أوه، يَبْدونَ مجانينَ. |
| Doğru gölgeleme ve renklendirmeyle gerçek gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | مَع shadings الصحيح وتلوينات... يَبْدونَ مثل الشيء الأصيلَ. |
| Harika görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ عظماءَ. |
| Üzgün görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ حزينينَ. |
| Onlar özgür mü görünüyorlar? | Open Subtitles | هَلْ يَبْدونَ أحرارَ؟ |
| Mutlu görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ سعداءَ |
| Sağ salim görünüyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ سليمينَ. |
| - Ama lezzetli görünüyorlar. | Open Subtitles | - لَكنَّهم يَبْدونَ لذيذينَ. |
| O kadar pembe görünüyorlar ki! | Open Subtitles | هم فقط يَبْدونَ ورديون جداً! |
| - Zavallı görünüyorlar. | Open Subtitles | - يَبْدونَ بؤساءَ. |
| - Oh, ama iyi erkeklere benziyorlar. | Open Subtitles | أوه، لَكنَّهم يَبْدونَ مثل الرجالِ العظماءِ. |
| Bunlar sadece oraya yerleşen bir çeşit göçebe kabileye benziyorlar. | Open Subtitles | يَبْدونَ مثل قبيلة بدوية وافقتْ على السكنِ فحسب |
| Bu sakin otoburlar Karayipler'in ünlü umursamaz yaşam tarzına gayet iyi uyum sağlamışa benziyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء أكلةِ النباتِ المسالمينِ يَبْدونَ متناغمون جداً بشكل مشهور أسلوب حياة كاريبي حرّ وسهل. |