Ayrıca bu gece lanet olası bir yemeğe katılmam gerek. | Open Subtitles | إضافةً لذلك, يَجِبُ أَنْ أذْهبْ على شرف مأدبة عشاء اللّيلة |
Ama o kişiliğini ezmek istemediğimi bilmesi lazım. | Open Subtitles | لَكنَّه يَجِبُ أَنْ يَعْرفَ أنا لا أُريدُ الخَطوة عليه. |
Çünkü ölürsen, yine benden gerçekten hoşlanan kızlarla çıkmak zorunda kalırım. | Open Subtitles | لأنه يَجِبُ أَنْ ابْدأَ بالحديث مع البناتَ اللواتي يَحْببنَني في الحقيقة. |
Tek yapmanız gereken hedefinize burayla burası arasında nişan almak | Open Subtitles | كُلّ أنت يَجِبُ أَنْ تُصيب الجسم من هنا إلى هنا |
Böyle iyi bir terfii elde edebilmek için çok zeki olmalısınız. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَكُونَ ذكيَ جداً للحُصُول على الترقيةِ الجيّدة جداً. |
Karımla nasıl tanıştığımı açıklamak için babamı tarif etmem gerekir. | Open Subtitles | لكي أُوضّحَ كَيفْ قابلتُ زوجتَي أنا يَجِبُ أَنْ أَصِفَ أبي. |
Uyumsuzluk cezalarının biraz daha fazla olması gerektiğini düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | عقوبات عدمِ إلتزام، ألا تعتقدين أنه يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أعظمَ؟ |
Şey, aslında Marie, Bence Robert kendisini mutlu edecek neyse Onu yapmalı. | Open Subtitles | حَسناً، في الحقيقة ماري، أعتقد روبرت يَجِبُ أَنْ يَعمَلُ مهما طرازاته سعيدة. |
Oraya girmeden size bir şey söylemem gerek. - Eddie? | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أُخبرَك شيءَ يا رجالِ قَبْلَ أَنْ نَدْخلُ هناك. |
Nihayet 3 hafta sonra buluşuyoruz, ve benim ateşli görünmem gerek. | Open Subtitles | نحن نَجتمعُ أخيراً في ثلاثة أسابيعِ، وأنا يَجِبُ أَنْ أَبْدو حار. |
Altı Milyon Dolarlık Adam'ın neyi olması gerek, biliyor musunuz? | Open Subtitles | تَعْرفُ ما الستّة ملايين رجل الدولارَ يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَهُ؟ |
İşte o an kaçmanız lazım. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ أثناء هذا الوقتِ |
Korkunç. Öldürmemiz lazım. Sen de biliyorsun. | Open Subtitles | انه فظيعُ يَجِبُ أَنْ نَقْتلَه وأنت تَعْرفُ بأنّنا يجب علينا ذلك |
Dinle, bu şey resim yaparken burada olmak zorunda mısın? | Open Subtitles | استمعُ، هل يَجِبُ أَنْ تَبْقى هنا بينما هذه الاشياءِ تدهن؟ |
Evet, neden bu kadar inatçı olmak zorunda olduklarını anlamıyorum. | Open Subtitles | نعم، أنا لا أَفْهمُ بإِنَّهُمْ يَجِبُ أَنْ يَكُونوا عنيدينَ جداً. |
Zor bir hafta geçirdiğinizin farkındayım... ama bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | اسمعوا أيها الطلاب لقد مررتم بأوقات عصيبة هناك شيء يَجِبُ أَنْ تَعْرفَوه |
Siz sadece iyi zamanlarınızı hatırlamalısınız, sizi bir araya getiren şeyleri. | Open Subtitles | أنت فقط يَجِبُ أَنْ تذكّرْ الأوقات الطيبةَ، الأشياء تلك جَلبَك سوية. |
Oral seks yapmaları gerekir çünkü Bunu gerçekten istemeden yaparlar. | Open Subtitles | هم يَجِبُ أَنْ يَعطوا الجنس الفموي لأنهم لَمْ يُرادوا حقاً. |
Lütfen ona benimle görüşmesi gerektiğini söyleyin. | Open Subtitles | من فضلك من فضلك أخبريْه يَجِبُ أَنْ اتكلّمَ معة |
Bunu çözmelisin, Catch. Onu durdurmalısın... insanlığı düşünmüyorsan, en azından benim için. | Open Subtitles | لِهذا أنت يَجِبُ أَنْ تَصلَ إلى نوفاك ويَجِبُ أَنْ تَحْلَّ هذا، كاتش |
Eve dönerken halletmek zorundayım. Tamirciye de gitmeliyim, çiçekçiye de. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ أفعل ذلك في الطّريق إلى المنزل وسأتصل بالميكانيكي |
Biraz sonra oraya çıkmak zorundasın ve Courtney Love gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَخْرجَ هناك قريباً، وأنت تَبْدو مثل حبَّ كورتناي. |
O halde sihirli şiirlerini bize karşı kullanmasını durdurmak zorundayız. | Open Subtitles | حَسناً إذن، يَجِبُ أَنْ نَمْنعَه من إستخدام شعره السحري ضدنا |
Ama akciğerlerinizden biri sönmüş, bu da göğsünüze bir iğne batırmam gerekecek demek. | Open Subtitles | لكن أحد رئتينِكَ إنهارتْ، التي تَعْني بأنّني يَجِبُ أَنْ أَضِعَ إبرة إلى صدرِكِ |
Bu hafta sonu illâ da seks hakkında mı olmalı? | Open Subtitles | هَلْ ذلك عطلة نهاية إسبوعُ يَجِبُ أَنْ تَكُونَ حول الجنسِ؟ |
Bunun delilik olduğunu düşünebilirsin, Bence bu tamamen delilik ama Maine'e gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك سَتَعتقدُ هذا جنونُ. بالتأكيد أعْمَلُ. أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبُ إلى مايني. |