Doğru. Saniye kolu her zaman harita sayfasını gösteriyor. | Open Subtitles | صحيح ، مؤشّر الثواني دائما يُشير لرقم الصفحة |
Tortu birleşimi ve pH seviyesi, aslanı gösteriyor. | Open Subtitles | تكوين الرواسب ومستوى الحامضية والقاعدية يُشير إلى أنّه كان من أسد |
Bu kırıklar daha gelişigüzel yerleşmiş ve sertçe bastırmaktan çok, keskin bir etkiyi gösteriyor. | Open Subtitles | إنّ موضع الكُسور يتخذ نمطاً عشوائيّا و يُشير إلى أنّها نجمَت إثر تصادُم أكثر حدة مِنْ دفعة قوية |
Hiç kendini savunmaması da bize kurbanın, katili tanıdığını işaret ediyor. | Open Subtitles | لا توجد آثار مقاومة، وهذا يُشير إلى أن القاتل كان يعرف الضحية |
Sonra hedefi gösteren sinyalleri gördüm ve bomba kapaklarını açtım. | Open Subtitles | ثم رأيت مؤشر الهدف يُشير بفتح بوابات القنابل |
Kan sıçramaları, tek kurşun olduğunu gösteriyor. Yakın mesafeden... | Open Subtitles | تناثر الدم يُشير لرصاصة واحدة، من مدى قريب. |
Morarmış doku gösteriyor ki saldırgan onu iki eliyle boğazlamış. | Open Subtitles | شكل الرضّة يُشير إلى أنّ المُعتدي خنقه بكلتا يديه. |
Maktulümüzün kemik yapısı, modern hayatın izlerini taşımayan bir şekilde geliştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | ضحيتنا نشأ بلا دلائل لهشاشة عِظام هذا يُشير لحياة مُتحضرة |
Kontrol vanası, suyun ana vanadan boruya aktığını gösteriyor. | Open Subtitles | أجل، إختبار المفتش للصمام يُشير أن الماء يتدفق من الصمام الرئيسي إلى أنبوب التوريد. |
Demek istediğim, dalgalar gösteriyor ki, onu oraya sürüklemiş, belli. | Open Subtitles | حسناً، ذلك من شأنه أن يُشير إلى أنّ المدّ جلبها بشكل كيد. |
Evet ve hayati doku reaksiyonu öldükten sonra yapıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | نعم، وعدم وجود ردّ فعل النسيج الحيوي يُشير إلى إنّه تمّ بعد الوفاة |
Yapısal incelemem gösteriyor ki orada oldukça güvende olacaklar. | Open Subtitles | يُشير تحليلي الهيكلي أنّهما سيكونان آمنين تماماً. |
Bu da silahı saatler öncesinde ateşlediğini ve kısa bir süre sonra da öldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | ممّا يُشير إلى أنّه أطلق النار قبل ساعات، ومع ذلك مات على الفور. |
Kırmızı renk, eksik kemikleri gösteriyor. | Open Subtitles | الآن، الأحمر يُشير إلى العظام التي نفتقدها. الد. |
Ön muayene mücadele ettiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الاختبار الأوّلي يُشير إلى علامات للكفاح. |
1949 sayısı da torbanın hangi konsolosluğa ait olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الرقم "1949" يُشير إلى أيّ حقيبة بالضبط في تسلسل القنصليّة. |
Kafatasının ön bölümündeki yaralar kurbanın kafasını pirinçten yapıIma bir yere çarptığını gösteriyor. | Open Subtitles | والضرر على العظم الجبهي يُشير إلى أنّه ضرب جبهته بنوع من النحاس الأصفر الناشز أثناء سقوطه. |
Şekilleri ağır, yuvarlak bir nesneyle oluşturulmuş küt travmaya işaret ediyor. | Open Subtitles | التخطيط يُشير إلة صدمة قوية مع جسم مُستدير وثقيل |
Bol miktarda iç çamaşırı olması o zamanlarda epey fetiş hırsızlığı yapıldığına işaret ediyor. | Open Subtitles | العدد الكبير للثياب يُشير أنه قام بالكثير من عمليات السطو في ذلك الوقت. |
Açıkça Hudson'ın spor programını işaret ediyor. | Open Subtitles | ذلك يُشير بوضوح إلى البرنامج الرياضي للجامعة |
Bu kadar para çektiğini gösteren hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لمْ يكن هناك شيءٍ يُشير إلى أنّه سحب هذا القدر من المال. |
Fark ettik ki belki de bahsettiği bizdeki mucizevi sayılardı. | Open Subtitles | إكتشفنا أنه ربما ما يُشير إليه هي الأرقام السحرية التي لدينا |
Tıbbi geçmişinde buna işaret eden bir şey yoktu ama sonradan şunları buldum. | Open Subtitles | ولا شيء في تاريخه الطبي يُشير إلى أنه ينبغي أن يكون لديه، لكن بعد ذلك وجدتُ هذه. |