"يُقلقني" - Traduction Arabe en Turc

• endişelendiren
• endişelendiriyor
• rahatsız eden
• beni rahatsız

Beni şu an daha çok endişelendiren makineden son zamanlarda hiç numara almamız.
ما يُقلقني أكثر في هذه اللحظة هُو أننا لمْ نسمع أيّ شيءٍ من الآلة مُؤخراً.

Beni asıl endişelendiren, hükümetimizin bizim gibi insanların ve arkasında durduğumuz fikirlerin yıkımına kendini adamış olması.
ما يُقلقني أن حكومتنا متعهدة بتدمير أناس من أمثالنا وكل ما نمثله

Bütün güvenceler bir yana, beni asıl endişelendiren şey hesap verebilirlik. - Hesap verebilirlik mi?
بغضّ النظر عن التعهدات، فالمسؤوليّة هي ما يُقلقني.

Şu gözlere bakıp soğuk davranman beni endişelendiriyor.
يُقلقني كثيراُ أنكِ تنظرين إلى هاتين العينين وتكونين قاسية القلب

Havai fişeklere olan takıntın, ki bunu arkadaşın olarak söylüyorum beni ve annemi endişelendiriyor.
أنت مهووس بالألعاب النارية، و أقول هذا بدافع الصداقة، هذا يُقلقني أنا ووالدتي.

Beni rahatsız eden bir şey paylaşabilir miyim?
هل لي أن أشارككِ بشيء يُقلقني ؟

Beni en çok endişelendiren şey beni affetmeleri için hayatta kalan zamanımın yeterli olup olmaması.
أكثر ما يُقلقني هو... ماذا إذا إحتاجوا وقتاً لمُسامحتي أكثر من الذي سأعيشه؟

Beni endişelendiren de bu zaten.
وهذا ما يُقلقني

Yaparsın biliyorum. Beni endişelendiren de bu.
أجل، أعلم، هذا ما يُقلقني.

- Beni endişelendiren de bu.
-وهذا ما يُقلقني

Beni endişelendiren Camelot'un geleceği.
مستقبل (كاميلوت) هو ما يُقلقني.

Ben geçmişimdeki hataları düzeltmeye çalışırken senin bana güveniyor olman beni endişelendiriyor.
ما يُقلقني هو إعتمادك علي عندما أعمل على إيجاد عُمقي.

Bu beni endişelendiriyor.
هذا كل ما يُقلقني.

Bu kadar aptalca konuşman beni endişelendiriyor.
يُقلقني تفوّهك بالترهات.

Mary, beni rahatsız eden şeyi sana söylersem sessiz kalacağına dair söz vermek zorundasın.
...(مــاري) ...لو انّي أخبرتُكِ بما يُقلقني فسيجدر بكِ أن تعديني أن تحفظيه

Bu konuda bir şeyler beni rahatsız ediyor.
ثمة شيء حيال ذلك يُقلقني