Tekrar birleşmeyi düşünmek, yapabileceğimiz en aptalca şey! | Open Subtitles | عَودة سوية الشيءُ الأشدُّ غباءً الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. عَنيتُ البيضَ. |
- Keşke yapabileceğimiz bir şey olsa. | Open Subtitles | أَتمنّى كان هناك شيءُ الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. هناك. |
yapabileceğimiz yeni bir şey biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ الشيءَ جديدَ بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. |
...gerçek şu ki, yapabileceğimiz hiçbir şey yok | Open Subtitles | الحقيقة، هناك لا شيء نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ حوله. |
Tüm yapabileceğimiz mümkün olduğu kadar çabuk beni General Di'ye götürmek ve onu şehre geri getirmek. | Open Subtitles | كُلّ نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ واردُ ي إلى الجنرالةِ دي بأسرع ما يمكن، ويُعيدُه إلى المدينةِ. |
Bütün yapabileceğimiz bu. | Open Subtitles | الذي كُلّ نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. |
Olmaz. - yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | - هناك لا شيء الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ حوله. |
Eee Fatso, artık özgürsün, senin için yapabileceğimiz bir şey var mı? | Open Subtitles | لذا Fatso، الآن بأنّك حرّ، هَلْ هناك أيّ شئ الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ لya؟ |
yapabileceğimiz bu. | Open Subtitles | وذلك ما نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ. |
Eğer bir çift olursak yapabileceğimiz edepsizce şeylerden bahsetti. | Open Subtitles | تَبْدأُ بالتَحَدُّث عن كُلّ الأشياء القذرة التي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ إذا تَفرقعنَا a زوج. |
Onun için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | هناك nothin ' نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ لَهُ. |