"يُوجد" - Traduction Arabe en Turc

    • hiçbir
        
    • yoktur
        
    • İçinde
        
    • vardır
        
    • kalmadı
        
    • kutunun
        
    • olmadığı
        
    Buradan, 1,200 kilometre uzaktaki Güney Kutbu'na kadar buzdan başka hiçbir şey yok. Open Subtitles انطلاقاً من هنا ناحية ،القطب الجنوبي مسافة 1100 كم لا يُوجد سوى الجليد
    Buradan, 1,200 kilometre uzaktaki Güney Kutbu'na kadar buzdan başka hiçbir şey yok. Open Subtitles انطلاقاً من هنا ناحية ،القطب الجنوبي مسافة 1100 كم لا يُوجد سوى الجليد
    Neredeyse siyanürden 1,200 kat daha zehirlidir ve bilinen bir panzehri de yoktur. Open Subtitles إنه أكثر سُمية بحوالي 1200 مرة من السيانيد ولا يُوجد له ترياق معروف
    Sana daha önce söyledim, saat ondan sonra mağaranın içinde müzik yok. Open Subtitles لقد أخبرتكِ من قبل, لا يُوجد مٌوسيقى بعد الساعد العاشرة فى الغار.
    Ve Madagaskar'da nerede orman, orada lemurlar vardır. Open Subtitles وفي مدغشقر، أينما يُوجد غابة، هناك ليمور
    Üçüncü kurban bulunana kadar burada yapacak bir şey kalmadı. Open Subtitles لا يُوجد شيء أخر يُمكنُنا القيامُ به هنا حتى نُحْضِرَ الجُثة الثَالثة
    O zaman kutunun kimde oldugunu ve içinde ne oldugunu hâlâ bilmiyoruz. Open Subtitles إذن ما زلنا لا نعرف ما يُوجد في العُلبة أو من يحوزه؟
    Yok etme şifresi olmadığı bilmek istersin. Open Subtitles ستكون مهتماً جداً كي تعرف بأنه لا يُوجد شفرة قتل.
    Cinayet gecesine ait kayıtları izledim ama bana göre olağandışı hiçbir şey yok. Open Subtitles لقد تفحّصتُ التسجيلات لليلة الجريمة، ولا أعتقد أنّه كان يُوجد أيّ شيءٍ هناك.
    Ancak sıradaki hedefin burası olduğuna dair hiçbir işaret yok. Open Subtitles لكن لا يُوجد شيء للإشارة حول سبب كونه الهدف التالي.
    Bana göre hiçbir şey gezegenimizin tarihi için, içinde sıkışmış olan sıcaklıktan daha önemli değildir. Open Subtitles بالنسبة لي، لم يُوجد شيءٌ أكثر أهمية لتاريخ الكوكب أكثر من الحرارة المحتجزة داخله.
    hiçbir şeye kafanı veremezsin çünkü her şey sahtedir. Open Subtitles لا يُمكنك الإستثمار في أيّ شيءٍ لأنّه لا يُوجد هناك شيء حقيقي.
    Biliyor musun, sabahları iyi bir kahve içmek gibisi yoktur. Open Subtitles أتعرف، لا يُوجد شيء مثل كوب قهوة جيّد في الصباح.
    Bu işi karşılıklı kazançla bitirecek... başka bir kişi yoktur. Open Subtitles لا يُوجد أحد مُأهل ليحقق هذا. نهايه تلائم الطرفين
    Beni bu şekilde kandırabilecek fazla kişi yoktur. Open Subtitles ولا يُوجد هناك الكثير من الناس يخدعوني هكذا.
    O zaman kutunun kimde olduğunu ve içinde ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Open Subtitles إذن ما زلنا لا نعرف ما يُوجد في العُلبة أو من يحوزه؟
    Her tarafı altınla çevrelenmiş ama içinde tek bir boru hattı var. Open Subtitles إنّه مُحاطٌ بالكامل بالذّهب، لكن يُوجد نِظام خطّ أنابيبٍ وَاحدٍ في الدّاخل.
    Bir an önce sudan çıkalım, muhtemelen daha fazlası da vardır. Open Subtitles لنخرج من هنا.. يبدو أنّه يُوجد الكثير منها هنا
    Harcama öyleyse. Eminim dışarıda birbirinize aşkınızı ilan etmeniz için başka mekanlarda vardır. Open Subtitles إذن لا تفعل، مُتأكّدة أنّه يُوجد موقع زفاف آخر، وكلاكما سيُحبّه تماماً.
    O zaman söyleyecek bir şey kalmadı,değil mi? Open Subtitles إذن أعتقد أنّه لا يُوجد هناك ما أقوله لمنع حدوث ذلك.
    Merkez kesin bir karara varmışken ve yeni bir gelişme olmadığı hâlde mi? Open Subtitles عندما يكون المركز بهذا الغموض ولا يُوجد هناك معلومات جديدة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus