Konuştuğumuz gibi çözüm için çalıştığına eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد أنه يعمل على حل المشكلة بينما نحن نتحدث الآن |
Lem ve Phil bir kalıcı çözüm için daha çalışıyorlar. | Open Subtitles | بينما يعمل فيل و ليم على حل نهائي |
Politik bir çözüm için müzakerede bulun. | Open Subtitles | التفاوض على حل سلمي |
Yahudi saldirilari devam ederken, çözüm için baskilarda artmisti. | Open Subtitles | بينما إستمرّت الهجمات اليهودية كلما إزداد الضغط للحلّ |
Bunu bir sorun haline getirme, çözüm için bir fırsat olarak düşün. | Open Subtitles | لا تعتقديها مشكلة إعتبريها كفرصة للحلّ |
Politik bir çözüm için müzakerede bulun. | Open Subtitles | التفاوض على حل سلمي |
Rashid barışçıl bir çözüm için müzakerede bulunmaya hazırdı. | Open Subtitles | كان (رشيد) مستعداً للمفاوضة على حل سلمي |
Rashid barışçıl bir çözüm için müzakerede bulunmaya hazırdı. | Open Subtitles | كان (رشيد) مستعداً للمفاوضة على حل سلمي |