"çağdaş" - Traduction Turc en Arabe

    • المعاصر
        
    • الحديثة
        
    • المعاصرة
        
    • العصرية
        
    • حديثة
        
    • المعاصره
        
    • المعاصرين
        
    • الحديث
        
    • معاصرة
        
    • الحديثه
        
    • متفتحة
        
    • معاصر
        
    • امرأة عصرية
        
    • المعاصرون
        
    Fakat birçok çağdaş sanat gibi, birçok insan da küçümseyici. TED لكن مثل كثير من الفن المعاصر الكثير من الناس يرفضونه
    çağdaş toplum üzerine bir eleştiri daha dinleyecek halim kalmadı. Open Subtitles أنا حقاً لست في مزاج لسماع إستعراض المجتمع المعاصر ثانيةً
    çağdaş sanata hayranım... ...ancak çağdaş sanat dünyası ile ilgili... ...çoğu kez hüsrana uğradım. TED أحب الفن المعاصر لكن عالم الفن المعاصر يبدو لي محبِطًا وكذلك المشهد الفني المعاصر
    Ancak bu toplumlarda ihtiyarlara karşı davranış bizim çağdaş toplumuza göre çok daha kötüden daha iyiye uzanan büyük bir değişkenlik gösteriyor. TED مع ذلك، التعامل مع المسنين يتفاوت بشكل كبير بين المجتمعات التقليدية، من الأسوأ بكثير للأفضل مقارنة بمجتمعاتنا الحديثة.
    İlk bakışta Lovecraft'in çağdaş New England'ında geçer gibi görünürler. TED للوهلة الأولى، تظهر أنها وُضعت داخل لافكرفت نيو انجلاند المعاصرة.
    Bu insanların istediği, iyi bir eğitim çağdaş tesisler ve sağlık hizmeti. Open Subtitles ،ما يريدونه هو التعليم الجيّد و أساسيّات الحياة العصرية و الرعاية الصحية
    Böyle mazeretsiz bir cümle yazabilmek ve onu haklı çıkarabilmek için devam etmek... Kafka'nın yapıtı, çağdaş edebiyatın bir başyapıtı oldu. TED كتابة عبارة مثل تلك غير مبررة والاستمرار بحيث يستطيع تبريرها، عمل كافكا أصبح تحفة في الأدب المعاصر.
    Demek istediğim şey sadece çağdaş yaşamımızda ne kadar hızlı hareket etmeye alışığız. TED و بذلك أنا أقصد مدى السرعة التي نتحرّك بها في يومنا و عصرنا المعاصر.
    çağdaş dünyada bu ikisini birbirinden ayırmak zor. TED من الصعب في عالمنا المعاصر أن نفصل بين هذين الأمرين.
    çağdaş dünyada sanatın varlık nedeni eğer bu değilse, o zaman ne? TED ما سبب وجود الفن في عالمنا المعاصر إذا لم يكن هذا؟
    çağdaş tasarımın bence zihin açıcı, gelecek vaadeden bir başka yönü, ki bu gerçekten tasarımın geleceği olacak, toplu tasarım fikri. TED جانب آخر للتصميم المعاصر أعتقد أنه يوسع الفكر، واعد وسيصبح مستقبل التصميم وهي فكرة تصميم جماعي
    Geldiler ve dediler ki -sıradan müteahhitlerden farklı olarak- dediler ki: "Biz Louisville'de bir çağdaş sanatlar müzesi yaparak TED وجاءوا إلينا وقالوا انهم، على عكس المطورين الإعتياديين وقالوا : نحن نريد أن تبدأ من خلال التوفير متحف الفن المعاصر
    Ve aksine, biz ihtiyarlar, çağdaş toplumda yaşamak için gerekli olan teknolojilerde akıcı değiliz. TED وفي المقابل، نحن كبار السن لسنا بارعين في استخدام التقنيات الأساسية للحياة في المجتمعات الحديثة.
    Kısacası, geleneksel toplumların birçoğu ihtiyarlarını bizim çağdaş, büyük toplumlarımızdan daha iyi kullanıyor ve onlara daha tatmin edici hayatlar sunuyorlar. TED باختصار، العديد من المجتمعات التقليدية يستفيدون بشكل أفضل من مسنيهم ويهبون لهم حياة أكثر إرضاء مقارنة بقرنائهم في المجتمعات الحديثة والكبيرة.
    çağdaş hayat tarzının özelliği bizi bu hastalıklara yatkınlaştırması, geleneksel hayat tarzının özelliği ise bizi onlara karşı koruması. TED ملامح طراز الحياة الحديثة تعرضنا لتلك الأمراض، وملامح طراز الحياة التقليدية تحمينا من تلك الأمراض.
    Asperger’in öğrenme farklılıkları olan çocukların eğitimi hakkındaki fikirleri bugünün çağdaş standartlarının bile ilerisindeydi. TED تعتبرأفكار أسبرجر حول تعليم الأطفال الذين يعانون من صعوبة التعلم متقدمة وفقاً للمعايير المعاصرة والحديثة.
    çağdaş edebiyat eserlerinin bazılarında anti-kahraman, ana karakter olabiliyor. TED إن اللابطوليين هم الشخصيات الرئيسية في بعض أعمال الأدب المعاصرة
    Ağartıcı ve boya teknelerinin yerini doktorlar, araştırmacılar ve çağdaş ekipmanlarla dolu ameliyathaneler aldı. Open Subtitles التحديث والتغيير فتح مجال امام الاطباء والباحثين واصبحت الغرف مليئة بالتجهيزات العصرية
    İlk çağdaş dövme makinesi ise, Thomas Edison'un oymacılık makinesinden esinlenilmiş ve elektrikle çalıştırılmıştır. TED لكن أول آلة وشم حديثة تم تصميمها نسبةً لآلة الحفر الخاصة بتوماس أديسون وكانت تعمل بالكهرباء.
    Füzyon devrimi, çağdaş müziğin konseptini tamamen değiştirdi. Open Subtitles ثورة الانشطار غيرت كامل مفهوم الموسيقى المعاصره ..
    Böyle yaparak Dostoyevski'nin çağdaş entelektüellerinin birçoğu tarafından benimsenmiş olan egoizm ve faydacılık doktrinlerini hatırlatıyor. TED لفعل ذلك، أخذ يردد مذاهب الأنانية والنفعية والتي اُحتضنت من قبل العديد من مثقفي دوستويفسكي المعاصرين.
    İhtiyarların hayatları çağdaş Amerikan toplumunda bir felaket bölgesi olarak tanınıyor. TED حياة المسنين معروفة بشكل واسع كمنطقة كوارث في المجتمع الأمريكي الحديث.
    Ben çağdaş bir sanatçıyım ve sanat galerileri ile müzelerde sergilerim oluyor. TED إنني فنانة معاصرة و اقدم عروض في صالات العرض الفنية و المتاحف
    Yani insan çağdaş suçlularla uğraşıyorsa, çağdaş yöntemler kullanması gerekir. Open Subtitles إذا أردت التعامل مع الجرائم الحديثه .من الضروري إستخدام طرق حديثه
    Bu yeni girişim için, Hirshhorn'un çağdaş, değiştirilebilir bir yapısı olması adına genişlemesi veya bir alanı bünyesine alması gerekti. TED ومن أجل هذه المبادرة الجديدة، سيتعين على متحف الهيرشورن أن يتوسع أو ان يستحوذ على موقع لمبنى معاصر وقابل للانتشار.
    Evde çağdaş bir dişi etkisi olması harika değil mi? Open Subtitles أليس رائعاً أن يكون هناك تأثير امرأة عصرية في المنزل؟
    çağdaş insanlar Afrika'dan yayılmaya başladığından beri en büyük savaşlarımız doğaya karşı oldu. Open Subtitles منذ أن شرع البشر المعاصرون ،في الإنتشار من أفريقيا كانت أضخم تحديّاتنا مع قوى الطبيعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus