| Denizde kalan genç bir kızın yardım çağrısına cevap verdiler. | Open Subtitles | لقد أجابوا نداء إستغاثة من فتاة شابة حُوصِرت في البحر |
| Her zaman yaptıkları gibi komşularına yardım etme çağrısına cevap vermişlerdi. | TED | قاموا بما كانوا يقومون به دائما: أجابوا نداء خدمة جيرانهم. |
| Sadece dedi ki, kız kardeşlerim kaçmamışlar, ve asla kurdun çağrısına yanıt vermemişler. | Open Subtitles | حتى لايهربن أخواتي ولذلك لايردون أبداً على نداء الذئب |
| İstasyon, sevk çağrısına cevap vermeyince polis harekete geçti. | Open Subtitles | الشرطة أستجابت بعدما تخلفَ طاقم محطة الأطفاء بالأستجابة لنداء الوجب |
| Bu süre içerisinde doğanın çağrısına bal kovaları ile cevap vereceksiniz. | Open Subtitles | إذاً حالياً ستقومون بنداء الطبيعة في الدلو |
| Binlercesi gibi, yoldaş Stalin'in çağrısına cevap vermek için gelmişti o da. | Open Subtitles | جاء مثل الآلاف السابقين ليجيب نداء قائده . ســتالين |
| ve yol uzun, kendin için zamanın yok, herkesin çağrısına gitmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | تحتاجين وقتا لنفسك لست بحاجة لتلبية نداء كل شخص يطلبك |
| Isha, izin verirsen doğanın çağrısına cevap verebilir miyim? | Open Subtitles | إيشا , لو تسمحى لى هل يمكن أن أجيب نداء الطبيعة? |
| İmdat çağrısına benziyordu. Orada başka bir müfreze daha mı var? | Open Subtitles | يبدو وكأنه نداء استغاثة يعني ، هل هناك فصيلة أخرى هناك ؟ |
| Ama bir yardım çağrısına benziyor. | Open Subtitles | قدمت مترجمنا أفضل تخمين على ما قد يكون قد كتب لكن يبدو مثل نداء من أجل مساعدة |
| Mültecileri kurtarmak için hükümetin çağrısına cevap veriyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تُجيب نداء الحكومة لإنقاذ اللاجئين. |
| Bu harika ülkeye hizmet etme çağrısına cevap vermiş olan bizler, şunu bilin ki özgürlüğümüze meydan okuyanlar sağlam bir karşılık bekleyebilirler. | Open Subtitles | نحن الذين لبينا نداء خدمة هذه الأمةِ العظيمةِ نعْرفُ بأنّأولئكالذين تحدّوا حرياتَنا |
| En büyük oğlu daha cesur ve giderek doğanın çağrısına doğru çekiliyor. | Open Subtitles | الإبن الأكبر هو أكثر جرأة مُنجرّ بشكل متزايد نحو نداء البرية |
| Gemi imdat çağrısına yanıt verdiği sırada düzenlenen saldırıyla kayıplara karıştı. | Open Subtitles | والتي إختفت بينما كانت تستجيب إلى نداء إستغاثة |
| Meydandakilerin çağrısına cevap vermelisin. | Open Subtitles | وأنت مضطر لإجابة نداء أولئك الناس في الساحة |
| Rathenau'nun çağrısına karşı çıkmakta haklıydın. | Open Subtitles | كنت محقاً عندما رفضت نداء راثنواي للقتال |
| "Ben, bir yerde eksi 40 derecede ciltte bir dakika içinde soğuk ısırığı olduğunu... ...okudum. Peki sen doğanın çağrısına nasıl cevap verdin?" | TED | بن، لقد قرأت في مكان ما بانه في درجة حرارة ناقص 40، يصبح الجلد المعرض كالصقيع في أقل من دقيقة، إذا كيف ستلبي نداء الطبيعة؟ |
| Bir gece ortağım ve ben, bir hırsızlık çağrısına cevap verdik. | Open Subtitles | في ليلة استجبت أنا و شريكي لنداء اقتحام |
| 8-adam-9, yerel huzursuzluk çağrısına cevap verin. 2210 Güney Veteran. | Open Subtitles | 8-آدم-9، أرجوك استجب لنداء عنف أسري، 221 جنوب فيتيران |
| Bir gece ortağım ve ben, bir hırsızlık çağrısına cevap verdik. | Open Subtitles | في ليلة استجبت أنا و شريكي لنداء اقتحام |
| Dünyanın çağrısına kulak ver. | Open Subtitles | وأنشغل بنداء الدنيا المتألق |
| İsimsiz bir 911 çağrısına cevap vererek adamlarımıza doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستجيبون لمكالمة مجهول يبلغ عن جثة فى ذلك الموقع |