Önce o öldü, sonra annemi öldürdü. Annem de çalışanları. | Open Subtitles | كان أول الواحد يموت، ثم قتل أمي وبعدها قتلوا الموظفين |
Artık işsizlerle çalışanları birbirinden ayıran kocaman bir uçurum tarafından bölünmüş bir ulusuz. | Open Subtitles | نحن الآن أمة واحدة منقسمة, مع خليج عريض يقسم الموظفين عن غير الموظفين |
Müze çalışanları güvenlikleri için ortadan kaybolduklarında Iraklılar yağmalamaya başladılar. | Open Subtitles | وحين فر موظفي المتحف لأجل سلامتهم ذهب العراقيون لنهب الغنائم |
Sırf sizin için tehdit diye iyi çalışanları kadroma almazlık edemem. | Open Subtitles | لن أقوم باستبعاد موظفين جيدين من هنا فقط لأنه يهدد عملكم |
Umarım bunu kanıtlayabilirsin. Çünkü akvaryum çalışanları o balıkları cidden seviyorlardı. | Open Subtitles | آمل حقاً أنّ بوسعك إثبات ذلك موظفو المربى المائي يحبون أسماكهم |
- Evet, çalışanları arasında sorun yaşadığı biri var mıydı? | Open Subtitles | أجل، هل كان لديه مشاكل مع أي من موظفيه هناك؟ |
Bu hastanedeki çalışanları tanıyorum.En iyi şekilde bakılacaktır. İnan bana. | Open Subtitles | سيقوم طاقم هذا المستشفى بتقدم ما بوسعهم من عناية، صدقيني |
Kadrolu çalışanları bile elimde tutamıyorum ki ekstradan aldıklarımı tutayım. | Open Subtitles | كيف بالأحرى على العمال الإضافيين لا أفهم, ماذا تعني يالأسطورة؟ |
Klinikte çalışanlardan ziyade, toplum sağlık çalışanları, vaka yöneticileri ve pek çok başka kişiden oluşan klinik dışı bir insan topluluğuna ihtiyaç duyulur. | TED | أنها تتطلب جيشا غير طبي من العاملين في صحة المجتمع ومدراء الحالات و المزيد من الاشخاص. |
RP: Toplum sağlığı çalışanları fark yaratabilecek insanlar haline geliyor. | TED | ر.ب: عمال الصحة المجتمعية أصبحوا أكثر الناس قدرة على التغيير. |
çalışanları arka tarafa uyumaya gönderdim. Biz ise küçük bir muhabbet edeceğiz. | Open Subtitles | قمت بتنويم الموظفين في الغرفة الخلفية، حتى يتسنى لنا أن نتحدث بهدوء |
Tüm bu bölgelerde İŞİD'nin, STK çalışanları ve sivillere yaptığı saldırılar arttı. | Open Subtitles | كل هذه المناطق شهدت هجمات متزايدة. بواسطة داعش على الموظفين و المدنيين. |
Yeteneklere göre yönetim yarışması, çalışanları hep birbirlerine karşı kışkırtıyor. | TED | مسابقة الإدارة بالموهبة وضعت بشكل روتيني الموظفين ليعملوا ضد بعضهم البعض. |
Zaten tüm havayolu çalışanları ve onların çocukları bedava uçmuyorlar mı? | Open Subtitles | أليس كل موظفي الخطوط يسافرون مع أولادهم إلى أي مكان مجاناً |
Hayvanat bahçesi çalışanları dışında o hayvanlara ulaşım imkanı olan kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد لديه إذن دخول إلى هذه الحيوانات عدا موظفي حديقة الحيوان |
Ve belediye çalışanları ile birlikte harika uygulamalar yaratıyorlar. | TED | وهنالك يصممون تطبيقات مذهلة، يشتغلون مع موظفي المدينة. |
Ne zamandan beri eyalet çalışanları 20 milyon dolarlık tablolara sahip olabiliyorlar? | Open Subtitles | منذ متى تعين الحكومة موظفين للرقابة على لوحات تساوى عشرين مليون دولار |
Şirketlerimiz var, kar amacı gütmeyen kurumlar var ve yardım kuruluşları var ve bütün bu grupların çalışanları ya da bir çeşit gönüllüleri var. | TED | لدينا شركات ومؤسسات غير ربحية وجمعيات خيرية كل هذه المجموعات التي لديها موظفين أو متطوعين من نوع ما. |
Ayın çalışanları tablomuz. Genghis Khan, Charles Dickens da var. | TED | هؤلاء موظفو الشهر، من ضمنهم جنكيزخان ، وتشارلز دوكنز. |
Eğer bu siparişlerden bazıları kısa saçlı çalışanları olan, sıkı güvenlikli bir iş yerine ise, doğru yerdesin demektir. | Open Subtitles | واذا كانت بعض هذه الطلبات لمكتب شديد الحراسة و موظفيه عابسين وشعر قصير عندها ستبدأ العمل |
Aday cisimler her sabah Pan-STARSS çalışanları tarafından inceleniyor ve genellikle pek önemli olmadıkları anlaşılıyor. | TED | كل صباح، يفحص طاقم التلسكوب الأجسام المحتملة وعادةً ما يكتشفون أنها أمور بسيطة. |
Bu yüzden, izleyen haftalarda ve aylarda sağlık çalışanları Ebola virüsünden fazlasıyla etkilenmişti. | TED | ففي تلك الأسابيع و الشهور التي أعقبت ذلك العمال الصحيون تضرروا بفيروس إيبولا بشكل غير متناسب. |
Hindistan'da, ASHA çalışanları olarak adlandırdığımız sağlık hizmetlerinde çalışan harika insanlar bulunuyor. | TED | في الهند، هناك سياق هؤلاء الناس مدهشة، العاملين في الرعاية الصحية ودعا العمال أشأ. |
geçen sene bir hemşire komşularını toplum sağlık çalışanları olmaları için eğitene kadar. | TED | حتى السنة الماضية حين دربت ممرضة جيرانها لأن يصبحوا عمال صحة في المجتمع. |
Burada ''güvenli'' derken sadece tutuklular için değil, aynı zamanda hapishane çalışanları için de güvenli. | TED | وعنما أقول آمن، فأنا لا أعني ذلك فقط للسجناء، ولكن آمن أيضًا لموظفي السجون. |
Tüm hakim ve avukatlar ve adliye çalışanları... | Open Subtitles | كل القضاة والمحامون وموظفي المحكمة هذا ممل,صحيح؟ أعني, لا يجب علي أن أذكر كل هذه المجموعات المنفصلة |
Yüzlerde köpek çalışanları öldürüp kaçtı. | Open Subtitles | قبل عدّة ساعات ، المئات من الكلاب خرجوا من أقفاصهم وقتلوا العديد من موظّفي المأوى |
Pekâlâ, kendimce sanki evliymişiz gibi rol yapıyordum, sonra otel çalışanları senin beni aldattığını sandılar, rolümü sürdürmek zorundaydım. | Open Subtitles | حسناً، ربما كنت أتظاهر بأننا متزوجان و عندما ظن الموظفون بأنك تخونني كان يجب أن أتصرف لأحافظ على كرامتي |
Diğer çalışanları gönderdiler, yani sadece annem ve ben çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد صرفنا كل العمّال أنا وأمي فقط من نعمل هنا |
Yeni hasta baskülü, bayan çalışanları bir şey konusunda saplantılı hale getirmişti: | Open Subtitles | ميزان المريض الجديد جعل كل الموظفات الإناث يتوجسون من شيء واحد |