Tonya bizimle çalışmadığı için şirket öneme almayacaktır ve kondomları da ödeyebilirim. | Open Subtitles | تونيا لا تعمل لدينا فالشركة لا يهمها هذا ، وسأدفع قيمة الواقيات |
Bundan sonra gözetim altında olacak ve çalışmadığı zamanlarda karakolda kalacak. | Open Subtitles | يجب مراقبتها طوال الوقت وعليها الإقتصار على مسكنها عندما لا تعمل. |
Ben bilhassa eski teknolojilerin iyi çalışmadığı ya da kabul edilemez hale geldşği durumlarda (onlardan) yanayım. | TED | أنا أؤيد استخدام الهندسة الوراثية خاصةً عندما لا تعمل التكنولوجيا القديمة أو عندما تصبح غير مقبولة. |
Bence, ekonomik büyümenin geleneksel modellerinin bizim çalışmasını istediğimiz şekilde çalışmadığı çok açık. | TED | أعتقد بأنه تماما نفس حالة النماذج التقليدية المعتمدة للنمو الإقتصادي والتي لا تعمل مثلما توقعنا. |
Bazen Conchita çalışmadığı için çok seviniyorum. | Open Subtitles | أحياناً أكون مسروره أن كونتشيتا لا تعمل. |
Buzdolabım çalışmadığı halde, kimse bana hiç buz getirmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يحضر لي الثلج، برغم علمهم أن ثلاجتي لا تعمل. |
Yaşam sinyali dedektörleri bu hasarlı bölgelerde çalışmadığı sürece kurtarılana kadar dayanabiliriz. | Open Subtitles | ما دامت وسائل رصد إشارات الحياة لا تعمل في هذه المناطق المتضررة فسنكون قادرين على الصمود حتى إنقاذنا |
Yazıcı çalışmadığı için indekslemeyi elimle yazdım. - Kan örnekleri? | Open Subtitles | قمت بالترتيب باليد بسبب أنّ الطابعات لا تعمل |
Kowalski'den aldığım kirazlı turtayı yemek istemiştim ama tat tomurcuklarım artık çalışmadığı için tutkal yiyormuşum gibi geldi. | Open Subtitles | أردت أن آكل فطيرة الكرز المفضلة لدي ولكن بما أن براعم التذوق لدي لا تعمل طعمها كان الغراء |
Yani paralı hayata alışıktı. çalışmadığı da belli. | Open Subtitles | أقصد، كانت معتادة على إمتلاك المال، ومن الواضح أنّها لا تعمل. |
Güneş pilleri çalışmadığı zaman işe yarar miktarda elektrik üreten gece çalışan bir enerji üretim cihazı yapabilir miyiz? | TED | هل يمكننا حينها أن نصنع جهازًا ليليًا لتوليد كهرباء يولد كميات مُجدية من الكهرباء في الوقت الذي لا تعمل فيه الخلايا الشمسية؟ |
Geçidin neden çalışmadığı gibi, mesela. | Open Subtitles | مثلا البوابة لماذا لا تعمل, لواحد. |
Bu platformu kar amacı gütmeyen kuruluşlar için tesis ettik. Böylece Sughar'ın üzerinde çalışmadığı diğer konulara değinip üzerlerinde çalışabilirlerdi ki bu konular burayı eğitim vermek için, çiftçilik okulu olarak, hatta pazar yeri olarak kullanmaları için, ya da her ne yapmak istiyorlarsa onu yapmaları için ideal bir yer haline getirecekti ve çok iyi iş çıkarıyorlar. | TED | أقمنا هذا المنبر للمنظمات غير الربحية حتى يتسنى لهم التواصل و العمل على القضايا التي لا تعمل عليها سوجار المكان الذي سيكون مركزاً للتدريب سيستخدم كمدرسة للفلاحة أو حتى كسوق أو أي شيء يريدون استخدامه فيه وحتى الآن مازلن بحق يقدمن شيئاً مذهلاً |
Henüz çalışmadığı açıkça belli. | Open Subtitles | واضح أنها لا تعمل حتى الآن |
Bay Wilson, karınızın gerçekte CIA'de çalışmadığı söyleniyor. Bu doğru mu? Karınız sekreter mi? | Open Subtitles | سيد (ولسون), أحقاً زوجتك لا تعمل في وكالة الإستخبارت, هل صحيح إنها مجرد سكرتيرة؟ |
Bay Wilson, karınızın gerçekte CIA'de çalışmadığı söyleniyor. Bu doğru mu? Karınız sekreter mi? | Open Subtitles | سيد (ولسون), أحقاً زوجتك لا تعمل في وكالة الإستخبارت, هل صحيح إنها مجرد سكرتيرة؟ |
Ertelesek daha iyi olur özellikle Lanie'nin çift vardiya çalışmadığı bir güne. | Open Subtitles | يمكننا أن ننقله إلى... ليلةٍ ما عندما لا تعمل (ليني) في مُناوبتين. |
Metro istasyonundaki saldırılara dair bir makale okumuş ve hiçbir kameranın çalışmadığı bildiğinden Wendell'ı orada öldürmeye karar vermiş. | Open Subtitles | قرأ مقالاً عن سرقة أخيرة بمحطة المترو، وقرّر قتل (ويندل) هناك لأنه عرف أنّ الكاميرات لا تعمل. |
--dünya çapında dörbuçuk milyon kullanıcı, bilgisayarları çalışmadığı zamanlarda, arta kalan bilgisayar çevrimini bir ekran koruyucu çalıştırmak süretiyle katkıda bulunuyorlar, ve NASA'nın radyo teleskoplarından gelen veri analizi için bulundurduğu devasa bir süper bilgisayar yaratmak için kaynaklarını paylaşıyorlar. | TED | -- أربعة ونصف مليون مستخدم حول العالم، يساهمون بما تبقى من دورات حواسيبهم، في أي وقت لا تعمل حواسيبهم، بتشغيل حافظة الشاشة، ويتقاسمون سوياً الموارد لتكوين حاسوب ضخم هائل تستخدمه وكالة ناسا لتحليل البيانات الواردة من التلسكوبات اللاسلكية. |
Anladım, Marie Hill çağırdı seni değil mi? Senin için çalışmadığı zaman oldu mu hiç? | Open Subtitles | -ألم تكن لا تعمل لحسابك؟ |