Getirdiğin bütün o altınla, çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | مع كل الذهب الذي رجعت به فإنك لا تحتاج للعمل |
Ama, öyle sanıyorum ki, eğer müdürü beceriyorsan çalışmana gerek yok! | Open Subtitles | لكنني اظنك لن تحتاج للعمل إذا كنت على علاقة بالمدير |
Artık senin çalışmana gerek yok demek. | Open Subtitles | لست محتاجاً للعمل بعد الآن |
Artık senin çalışmana gerek yok demek. | Open Subtitles | لست محتاجاً للعمل بعد الآن |
Carter bu sandıkların paketlenmesini söyledi, eve git geç saate kadar çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | كارتر قال،قم بحزم هذه الصناديق لسانشيز، وأذهب إلى منزلك، لا يجب عليك العمل لوقت متأخر. |
Böyle bir fotoğraf varsa, uzun bir süre çalışmana gerek kalmaz. | Open Subtitles | بصورة مثل هذه لم يتوجب عليكِ العمل لفترة |
Evet, ama sen zaten işinde iyisin. İyi olmaya çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | أجل، لكنك بارعة في عملك لست بحاجة للمحاولة |
Oldukça sade. Genetik bir şey olabilir. Yakışıklı olmaya çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | عادية للغاية، لربما هي جيناتها لا حاجة لأن تكون ساحرًا |
Hatta o kadar iyi ki, düşündüm de ikinci işinde çalışmana gerek bile kalmayabilir belki. | Open Subtitles | إزهارٌ قوي لدرجة أنني أفكر ربما... قد لا تحتاج للعمل في وظيفتك الثانية. |
Artık çalışmana gerek yok çünkü işimi geri aldım. | Open Subtitles | لا يجب عليك العمل بعد اليوم لأنني عدت إلى عملي القديم |
Artık çalışmana gerek kalmayacak. | Open Subtitles | ليس عليكِ العمل بعد الآن |
Bizimkileri etkilemek için bu kadar çalışmana gerek yok, Virginia. | Open Subtitles | لا ينبغي عليكِ العمل جاهدة لمحاولة ارضاء والداي، (فرجينيا). |
Senin çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | أنتِ لستِ بحاجة للمحاولة |
İşin varsa burada çalışmana gerek yok. | Open Subtitles | إذا كنتَ مشغولاً، فلا حاجة لأن تكون هنا |