Aracın plakasını kaçarken almıştım. çalıntıymış. | Open Subtitles | لقطت الأرقام, وتحققت من الهوية لقد كانت مسروقة |
Anlaşılan halı çalıntıymış. | Open Subtitles | ولقد كانت مسروقة ، وهي سجادة عمرها 1000 سنة |
Bin yıllık bir seccadeymiş ve çalıntıymış ama ben nereden bilebilirdim ki? Bilmiyordum, ve 230 dolar zararda olan benim. | Open Subtitles | ولقد كانت مسروقة ، وكيف لي أن أعرف وقد اشتريتها بـ 230 دولار؟ |
Araba çalıntıymış. Evrakları bir işe yaramaz. | Open Subtitles | حسناً ، السيارة مسروقة أعمال ورقيّة لا طائل لها |
Ama lütfen arabayı çalıntıymış gibi sürmeyi bırak. | Open Subtitles | لكن رجاءً توقف عن قيادة هذه السيارة وكأنها مسروقة ، وتمهل |
Arabayı yol kenarında terkedilmiş bulmuşlar. çalıntıymış. | Open Subtitles | إنهم يسحبون أوصاف السيارة لقد كانت مسروقة |
Şerif arabasının plakasını sorgulamış. Arabası çalıntıymış. - Şaka yapıyorsun. | Open Subtitles | أحدهم قال لي أن المأمورة تحرّت عن أرقام سيّارة الفتاة واتّضح أنّها مسروقة. |
Bunun bir mucize olduğunu sanıyordum ama sadece çalıntıymış. | Open Subtitles | ظننت أنها معجزة، لكنها مسروقة فحسب |
Biletler çalıntıymış, ahbap. Beni tutuklattın. | Open Subtitles | التذاكر كانت مسروقة لقد تم القبض عليّ |
Burada söylenene göre rozetin çalıntıymış. | Open Subtitles | و تقول أن شارتك مسروقة و هناك صورة لك |
Otobüs çalıntıymış ve yerde Jacksonville Florida'daki bir markete ait fatura bulmuşlar. | Open Subtitles | حافلة مسروقة ووجدوا إيصالاَ على الأرض من محل استراحة في " جاكسون فيل " " فلوريدا " |
Hayır. Biz aldığımızda zaten çalıntıymış. | Open Subtitles | لا، كانت مسروقة عندما اشتريناها. |
Biz de plakaları tarattık, araç çalıntıymış. | Open Subtitles | وبحثنا عن أرقام السيارة وإذ بها مسروقة |
Evet. çalıntıymış. | Open Subtitles | أجل ، إنّها مسروقة |
Araba çalıntıymış. | Open Subtitles | مسروقه، إنها سيارة مسروقة |
çalıntıymış. | Open Subtitles | كانت مسروقة |