Anlıyorsun ki, evrak çantanızda duran dosyalar bende. | Open Subtitles | أترى، لقد حصلت على الملفات التى كانت فى حقيبتك |
Bay Zerga, çantanızda tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | حسناً سيد زيرجا انا اقر ان حقيبتك لا تحتوي علي اي مواد خطره او متفجره |
çantanızda ne olduğunu hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تستطيعين التذكر ما الذي كان في حقيبتك ؟ |
Beyefendi, çantanızda hiç elektronik eşya var mı? | Open Subtitles | سيدي, هل لديك أي أجهزة ألكترونية في حقيبتك |
Kristin, Boyd sever mi, yoksa çantanızda soya türü şeyler var mı? | Open Subtitles | كريستن , هل بويد يريد بعض النقانق أم لديك بعض الفاصوليا في عصا داخل حقيبتك ؟ |
Bayım, sanırım kız bel çantanızda para olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | سيدي، أظن إنها تسألك إنّ كان بحوزتك مال في حقيبتك الغريبة. |
çantanızda bir silah bulunduğundan endişe duyuyorum. | Open Subtitles | انسة انا مهتم بأن هناك داخل حقيبتك.. مسدس |
Ama sonra sanat yönetmeni çantanızda bunları gördü. | Open Subtitles | ولمْ يكونوا جيّدين كفاية ليتمّ اختيارهم، لكن بعدها يرى المُدير الفني هذه في حقيبتك. |
Tıbbî çantanızda hangi ilaçlar var Doktor ve neden yanınızda getirdiniz? | Open Subtitles | ما هي الأدويه التي في حقيبتك الطبيّه أيها الطبيب ؟ لما لا تحقق في ذلك ؟ |
çantanızda bulduğumuz filmi tabettik. | Open Subtitles | عاجنا الفيلم الذي وجدناه في حقيبتك |
Bunu arabanızdaki evrak çantanızda buldum. | Open Subtitles | وجدت هذا في حقيبتك داخل السيارة |
çantanızda ne olduğuna bakmamız gerekiyor, lütfen. | Open Subtitles | دعينى ارى ما فى حقيبتك , ارجوك |
çantanızda değerli bişey varmıydı? | Open Subtitles | -هل كان لديكي أي شيء قيم في حقيبتك ؟ |
Yoksa şu dev çantanızda mı? | Open Subtitles | في حقيبتك الضخمة سيدتي ؟ |
çantanızda dinleme cihazı bulduk efendim. | Open Subtitles | لقد وجدنا جهاز تصنت فى حقيبتك |
çantanızda siyah kiranit taşları var. Oldukça nadir bulunur. | Open Subtitles | الأحجار التي في حقيبتك القماشيّة (الكاينايت) الأسود، وهي نادرة جدًّا. |
çantanızda ne olduğuna bakmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أرى مابداخل حقيبتك. |
çantanızda bir köpek olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه يوجد كلب في حقيبتك |
Belki çantanızda unutmuşsunuzdur. | Open Subtitles | ربما تركتها في حقيبتك |