"çekip" - Traduction Turc en Arabe

    • بعيداً
        
    • سحب
        
    • بعيدا
        
    • تسحب
        
    • بعيدًا
        
    • سحبت
        
    • الإبتعاد
        
    • التقط
        
    • بسحب
        
    • تبتعد
        
    • الابتعاد
        
    • أبتعد
        
    • اسحب
        
    • سحبه
        
    • تنسحب
        
    Soru sorulmasını istiyorsun, nereye gittiğini beğenmediğin zaman, çekip gidiyorsun. Open Subtitles لقد رحبتى بإستقبال أسئلة وحينما لم تميلى إليها فررتى بعيداً
    İkimiz de aynı şeyi hissetmedik diye sinirlendi ve çekip gitti. Open Subtitles فقط لأننا لم يكن لدينا نفس التجربة بالضبط غضب وذهب بعيداً
    Bıçağını çekip, her ne yapmak isterse onun için borç istediğini söyledi. Open Subtitles لقد سحب السكين وقال أريد أن تعيرني كُل ما موجود في محفظتك.
    Ve bir gün uzaklara çekip gidersem kimse beni özlemeyecek. Open Subtitles وإذا يوماً ما شردت فيه بعيدا لا أحد سوف يفتقدنى
    Eğer bıçağı varsa sen daha silahını çekip ateş edemeden seni haklar. Open Subtitles إذا كان لديه سكين، فيمكنه طعنك قبل أن تسحب سلاحك وتطلق النار.
    En kısa sürede bu bok çukuru ülkeden çekip gitmek. Open Subtitles أن أكون بعيدًا عن هذه البلدة المفقرة في أقرب وقت ممكن
    Sana veya buradaki herhangi birine zarar vermeden çekip gitmem lazım. Open Subtitles وقبل أن أؤذيكِ، أو أؤذي أي أحد هنا، علي الرحيل بعيداً
    Böyle çekip gidince bir şey değişmeyecek. Catherine, nereye gidiyorsun? Open Subtitles المشي بعيداً لن يجعله يذهب بعيداً كاثرين الى اين تذهبين؟
    Asla çekip gitmekten korkmazdı. TED فهي لم تكن تهاب السير بعيداً على الإطلاق
    Silahını çekip koşan ve o masum sivilleri yere seren sensin. Open Subtitles أنت الذي سحب مسدسك وركضت وأنت تتدافع بين أولئك المدنيين الأبرياء.
    Kulağa çok kolay geliyor, havadan karbondioksiti çekip çıkarmak. TED تبدو عملية سحب ثاني أكسيد الكربون من الهواء سهلة جدًا،
    Hey, bayım, öyle acil durum ipini çekip trenden atlayamazsınız. Open Subtitles هيه ايها السيد انك لا تستطيع سحب حبل الطوارئ و القفز بهذا الشكل
    Parayı hesaptan çekip sağlam bir yere sakladım. Open Subtitles أخذت أموالي خارج، وأنا قد كل ذلك مخبأة بأمان بعيدا.
    Bu lanet adadan çekip gitmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أذهب بعيدا عن هذه الجزيرة اللعينة
    Karşındakinden daha hızlı silah çekip, ateş etmelisin. Open Subtitles يجب عليك اولا ان تسحب المسدس بأسرع من الشخص الآخر
    Onu evlat edindiğini söylediysen, bu bir şey olabilirdi, ...ama sen çekip gidiyorsun. Open Subtitles ،سيكون أمرًا آخرًا إن قلتِ أنّني أتنبّاه لكنّك رحلت بعيدًا
    Karım silahı çekip benim ateş ettiğimi iddia ediyor. Open Subtitles ادعت زوجتي أني سحبت البندقية واطلقت عليها
    Nedendir bilmem bize ne kadar kötü davransalar da yine de çekip gidemeyiz. Open Subtitles لسبب ما ليس مهماً كم يهتمون بنا لن تستطيع الإبتعاد عنهم
    İkiniz onun içine girmelisiniz, ve sonra fotoğrafınızı çekip Facebook a koymalıyız. Open Subtitles أنتما الاثنان يجب أن تدخلا بالفستان و بعدها سوف التقط صورة لكما
    Jikleyi çekip benzin gelmesi için böyle döndüreceksin. Open Subtitles عليك بسحب هذه المخنقة ثم تديرها لإمتصاص الغاز
    Değer verdiğin biriyle karşılaştığında, sadece çekip gitmesi zordur. Open Subtitles عندما تقابل شخص تهتم به من الصعب أن تبتعد عنه
    Senin iyi olacağını bilmeden çekip gidemem. Open Subtitles لا يمكنني الابتعاد حتّى أتأكّد أنّكِ على ما يرام.
    Bu yüzden kötü hissetmiyorsun. Söyledikten sonra çekip gitmeme izin verdiğin için kötü hissediyorsun. Open Subtitles هذا ليس سبب شعورك بالسوء ، أنت تشعر بالسوء لأنك بعد أن قلتها تركتني أبتعد
    Çıkar silahını ve bütün bu insanların gözünün önünde çekip alnımın tam ortasından vur beni. Open Subtitles اسحب مسدسك امام كل هؤلاء الناس الموجودة هنا ضع رصاصة بين عيناى
    Pantolonum şeye takıldı ve onu çekip kaldırdı. Open Subtitles اسف بشأن ذلك سروالي علق بالمفرش وعندما قمت تم سحبه
    Bu adamlar yüksek mahkemeyi umursamıyor. Olayı örtbas etmek istiyorlar. çekip gitmeni istiyorlar. Open Subtitles الزعماء لا يولون اهتماماً بهذة القضايا يريدونك أن تنسحب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus