| Fıstıklı çikolata, küçük çikolatalar, dört şişe şarap, yarım şişe rom ve dokuz kraker. | Open Subtitles | شوكولاته بالفستق وألواح من الشوكولاتة الصغيرة أربعة زجاجات نبيذ، نصف زجاجه شراب روم وتسعة معجنات مقرمشه |
| Bilirsiniz, otel yastıklarına koydukları küçük çikolatalar. | Open Subtitles | هل ستحصل لنا على بعض الشوكولاتة؟ المعذره؟ تعرف، الشوكولاتة الصغيرة التى يضعهوها على وسادات الفندق |
| Buzdolabı bile çikolatadan olurdu çünkü buzdolabındaki çikolatalar bitse bile buzdolabını yiyebilirsin. | Open Subtitles | حتى الثلاجة سيتم صنعها من الشوكولاته لأن إذا نفدت الثلاجة من الشوكولاته يمكنكِ تناول الثلاجة |
| çikolatalar, çiçekler, elinde yay taşıyıp uçan şişman bebeler... | Open Subtitles | شوكولا , أزهار, الألعاب السمينة الطائرة المحملة بأقواس الحب |
| Tadı da daha güzeldir. Ama çocuklarına çikolatalar, renk renk şekerler alıyorlar. | Open Subtitles | حتى إن مذاقه أفضل لكنهم يربون أولادهم على تناول الشوكولا والمثلجات |
| çikolatalar da sen de gayet iyisiniz. | Open Subtitles | الشيكولاته ستكون جميله و أنت ستكونين جميله |
| Yastıkların üstündeki küçük çikolatalar. | Open Subtitles | أحيانا عندهم شوكولاتة على الوسائد عندهم شوكولاتة صغيرة على الوسادات |
| Şaraplar, çikolatalar, purolar, tarz... Yuttum bunu. | Open Subtitles | النبيذ, الشوكولاتة, السيجار, الموظة خدعوني |
| Umarım iyisindir ve gönderdiğim sigara şeklinde çikolatalar hoşuna gitmiştir. | Open Subtitles | آمل أنك بخير واستمتع بسيغار الشوكولاتة الذي أرسلته |
| Bu ucuz çikolatalar uykumu getirdi evlat. Sanırım biraz kestireceğim. | Open Subtitles | هذه الشوكولاتة الرخيصة تجعلني أشعر بالنوم أعتقد أنني سأخذ قسطا من النوم |
| Bu ne böyle! Bu çikolatalar çok bayat. | Open Subtitles | مهلاً ، كل تلك الشوكولاتة قديمة؟ |
| Kekler, çiçekler, çikolatalar ve dans ve hep böyle güzel şeyler olur. | Open Subtitles | الكعكات، الزهور، الشوكولاتة و الرقص... كل تلك الأشياء الجميلة. |
| Big Bang'i üretimin başladığı an olarak ve evrenin sonunda ise üretilen çikolatalar olduğunu düşünün. | Open Subtitles | الانفجار الكبير هو بداية لخط الإنتاج، ونهاية الكون هو حيث يخرج الشوكولاته الجاهز. |
| 5 Numara: %75 oranında kakao içeren çikolatalar aslında yiyecek değildir. | TED | خامسًا: لا تعتبر الشوكولاته المحتوية على 75% كاكاو طعامًا فعليًا. |
| - Merhaba. - çikolatalar daha gelmedi. | Open Subtitles | مرحبا يا شباب - الشوكولاته ليست هنا بعد- |
| Çikolata Keyfi El Yapımı Güzel çikolatalar | Open Subtitles | "متع الشوكولا شوكولا فاخرة مصنوعة يدوياً" |
| Bende sana çikolata almıştım. Şili biberli çikolatalar. | Open Subtitles | شريت لك شوكولا شوكولا بالفلفل الحار |
| Ya koydukları küçük çikolatalar? | Open Subtitles | وقطع الشوكولا الصغيرة التي يضعونها عليها؟ |
| Ve bunlar da senin gönderdiğin çikolatalar Doğru çikolata göndermemiştin | Open Subtitles | وهذه هي الشيكولاته التي أرسلتها لهم صحيح أنت لا ترسل الشيكولاته |
| Üreticiler tarafından ucuz çikolatalar ve boş hayaller satmak için icat edilmiştir. | Open Subtitles | لقد تم إختراعهم من طرف المزارعين لبيع شوكولاتة رخيصة |
| Kadınlar için elmas küpeler,erkekler için cüzdanlar, çikolatalar, en güzel parfümler. | Open Subtitles | اقراط ماسية للسيدات محافظ للرجال شوكولاته, و أفضل العطور |
| çikolatalar ve şarap dahil | Open Subtitles | وهي شوكلاته ونبيذ |
| çikolatalar. | Open Subtitles | يا للروعة , شيكولاتة |
| "...ve her gün oyuncaklar, şekerler, çikolatalar ve yeni elbiseler getirirdi." | Open Subtitles | ، وكلّ يوم كان يجلب اللعب ، والحلوي والشوكولاتة ، والملابس الجديدة |
| "Onlara koştuk. Bizlere sarıldılar, kurabiyeler, çikolatalar verdiler." | Open Subtitles | جرينا نحوهم وهم أعطونا الأحضان والكعك والشوكولاته |