Joca ile zenci ve çingenelerle dolu bir kafeste yaşayacağız. | Open Subtitles | أنا و هو سنسكن في قفص مليء بالزنوج و الغجر |
Ormanlar çingenelerle doludur ve çingeneler arasında bir sürü madrabaz bulunur, kılıç yutanlar kırık cam yiyenler ve alev yutanlar. | Open Subtitles | و الغجر مليئين بممارسى الخدع البهلوانية مثل بالعى السيوف و ماضغى الاكواب المكسرة , و أكلى النار |
Neden sürekli çingenelerle uğraşmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | لماذا يجب عليّ الاستمرار بالشجار معكم أيها الغجر ؟ |
Veyahut da hurdalıklarda çingenelerle iş yapmak istemediklerine karar vermişlerdir. | Open Subtitles | أو ربما قرروا أنهم لا يهتمون بعقد صفقات مع غجر في ساحات خردة |
Tanrım, çingenelerle yaşıyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي, أنتِ تعيشين مع غجر |
Ama masumuz. Sizi temin ederim. O çingenelerle ilgili bir şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | و لكننا ابرياء,اقسم لك نحن لا نعرف شيئا عن هؤلاء الغجر |
Ama masumuz. Sizi temin ederim. O çingenelerle ilgili bir şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | و لكننا ابرياء,اقسم لك نحن لا نعرف شيئا عن هؤلاء الغجر |
Ben, onun kanunların görüş alanı dışında çingenelerle falan takıldığını düşündüm. | Open Subtitles | ولقد اكتشفت انه الآن مع الغجر بعيدا عن كل القوانين |
Fanny yengeyle yaşamaktansa çingenelerle yaşarım. Çekilmez bir kadın. | Open Subtitles | أفضل العيش مع الغجر على العيش مع العمة فاني إنها امرأة لاتطاق |
"Çadırını çingenelerle paylaşırsan gözünü bok tarlasında açarsın." | Open Subtitles | شارك الغجر سريرهم و " " ستصحو في ساحة من الغائط |
çingenelerle ilgili bir problemi var. | Open Subtitles | كان هناك مشكلة في الغجر |
çingenelerle gittiğini duyduk. | Open Subtitles | يقولون انها ذهبت مع الغجر. |
çingenelerle çok fazla zaman harcamaya başladın, Charley. | Open Subtitles | إنك تقضي الكثير من (الوقت مع الغجر يا (تشارلي |
çingenelerle çalışan sadece bir kişi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرف شخصاَ واحداَ يوظف الغجر |
çingenelerle itişip kakışıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنازعت مع الغجر. |
Ben çingenelerle buluşacağım. | Open Subtitles | أنا سملتقى مع الغجر |