"çok şanslı" - Traduction Turc en Arabe

    • محظوظ جدا
        
    • محظوظة جداً
        
    • محظوظة للغاية
        
    • محظوظة جدا
        
    • محظوظ للغاية
        
    • محظوظين
        
    • محظوظٌ جداً
        
    • محظوظا جدا
        
    • إنه محظوظ
        
    • إنها محظوظة
        
    • محظوظاً جداً
        
    • محظوظه جداً
        
    • سعيد الحظ
        
    • حسن حظ
        
    • انها محظوظة
        
    Ben de, bu ailenin reisi olduğum için çok şanslı hissediyorum. Open Subtitles و أشعر بأننى محظوظ جدا لكى أكون على مقدمة هذه العائلة.
    çok şanslı bir gençsin, bilimsel bir keşfin tanığı olacaksın. Open Subtitles انت محظوظ جدا ايها الشاب لتكون شاهد على ثورة علمية
    Aksine, çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çok mutluyum ve harika zaman geçiriyorum. Open Subtitles أعتقد أني محظوظة جداً أنا سعيدة جداً وأقضي وقتاً رائعاً
    - Bunu ona söylemediğim için o çok, çok şanslı bir kız Open Subtitles إذا لم أقل ذلك من قبل إنها امرأة محظوظة جداً
    İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. TED أشعر بأنني محظوظة للغاية إذ أن أول عمل لي كان العمل في متحف الفنون الحديثة في عمل تذكاري للرسامة إليزابيت موراي.
    Fakat, ben, Kenya da yetiştiğim için... ...ve Turkana gölündeki insan kalıntıları araştırmasında ailemle birlikte çalıştığım için... ...kendimi çok şanslı hissediyorum. TED لكني كنت محظوظة جدا لأنني ترعرتُ في كينيا، وخاصة مرافقة والدي إلى بحيرة توركانا في عمليات البحث عن بقايا البشر.
    Lord Chin çok şanslı çünkü kıçına tekmeyi vurmak üzereydim. Open Subtitles اللورد شين محظوظ للغاية . لأننى كنت على وشك ركل مؤخرته
    Evet, uzaylılar etimizi yemediği için gerçekten çok şanslı çocuklarız. Open Subtitles .نعم،بالفعلنحنأولاد محظوظين. لأننالمنؤكلمنقِبل الغرباء.
    Philip senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok şanslı. Open Subtitles فيليب كان محظوظ جدا أن يكون عنده صديق مثلك
    Sen çok şanslı birisin, çünkü avukat olarak dış yüzün bu aptallığa izin vermiyor, çünkü ben de dahil tamamen Open Subtitles انت محظوظ جدا لأنك تحدثنى هكذا لا تجعل ذلك يحمسك لأنى فى الداخل أصبح كالحيوانه
    Benimle bu şekilde takılabildiğin için kendini çok şanslı hissetmelisin. Open Subtitles اعتقد انك يجب أن تشعر أنك محظوظ جدا لأنك تسيرمعي بهذا الشكل.
    Dikiş atmak gerekecek, ama çok şanslı bir kızsın. Open Subtitles ستحتاجين إلى غرز، لكنكِ فتاةٍ محظوظة جداً
    Ben gençken üvey annem çok şanslı olduğumu söylemişti. Open Subtitles عندما كنت شابة ، أخبرتني زوجة أبي أنني كنت محظوظة جداً
    Ama çok çok şanslı birkaçı toprak zemine düşecek ve bu hayatta kalan canlılardan bütün adanın soyu devam edebilir. Open Subtitles و لكن قلة محظوظة جداً جداً سوف تهبط على أرض صلبة و من هؤلاء الناجين, سلالة كاملة سوف تولد
    Hafif bir beyin sarsıntısı dışında, l'd Sen çok şanslı bir kadın olduğunu söylüyor. Open Subtitles عدا عن ارتجاج خفيف ، أقول أنك كنت امرأة محظوظة للغاية
    Günün birinde...kızın biri seninle olduğu için çok şanslı olacak, ama bu futbol. Open Subtitles فتاة ما ستكون محظوظة للغاية ان تصبح خليلتك لكن هذه المباراة000
    Yaşadığı için çok şanslı olduğunu unutmayın. Open Subtitles ربما بعد ساعات او اسابيع يجب عليكم ان تتذكروا ذلك ان هذه الفتاة محظوظة جدا ، لكونها حية
    ...ve inanıyorum ki nişanlın senin gibi inanılmaz bir kadınla evlendiği için çok şanslı bir adam olacak. Open Subtitles وأعلم أن خطيبك رجل محظوظ للغاية ليتزوج امرأة رائعة مثلك
    Büyük hasat zamanı burada olduğumuz için çok şanslı olduğumuzu söyledim. Open Subtitles بأننا محظوظين جدا لتوجدنا اليوم هنا في يوم الحصاد الكبير
    Bu çocuk senin gibi bir anneye sahip olduğu için çok şanslı. Open Subtitles إن هذا الطفل محظوظٌ جداً ليحظى بكِ كأمٌ لهُ
    Bu zanlı ya çok şanslı ya da çok iyi. Open Subtitles إما ان يكون هذا الجاني محظوظا جدا أو جيدا جدا
    O tepeden aşağıya canlı inebildiği için çok şanslı. Open Subtitles إنه محظوظ لأنه استطاع الوصول إلى هذا التلّ
    Biliyorum, televizyonda! Her yerde. Hayatta olduğu için çok şanslı. Open Subtitles أعرف لقد رأيت الخبر على التلفاز إنها محظوظة لأنها بخير
    Yani seninle olabilen çok şanslı ama beni anlıyorsundur umarım. Open Subtitles ،وأعني محظوظاً جداً بأن يكون معكِ ولكن أأمل أن تفهميني
    Bridget böyle harika bir yüzücü ile evlendiği için çok şanslı. Open Subtitles بريجيت" محظوظه جداً لانها " ستتزوج من هذا السباح الماهر
    Ama bu özgür ülkede seninle ve çocuklarımla bu sıcacık evde yaşamak bana çok şanslı hissettiriyor... Open Subtitles لكنجلستيهناالآنمعأبنائي.. فيبيتناالمريح،وفيدولتناالجميلة.. كل هذا يشعرني أنني سعيد الحظ فعلاً
    Oğlum böyle bir annesi olduğu için çok şanslı. Open Subtitles من حسن حظ ولدي أن يكون له أم مثلك
    Bebeğini kaybetmediği için çok şanslı. Open Subtitles انها محظوظة لانها لم تفقد طفلها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus